Büyükler buyurdular ki;
Siz dünyayla meşhur olmaya çalışmayın. Güzel ahlakla, terbiyeli olmakla, saygılı olmakla ve namazla… Ben geçen gün Ferruh’a onu söyledim. Amerika’ya gidiyorlardı. Ferruh dedim bak, eniştenin iki özelliği var. Bu iki özellik benim ciğerlerime işlemiştir. Yani, ben böyle bir adamım. Birincisi; namaza çok düşkünüm. Çünki, ben yedi yaşından beri namaz kılıyorum. Babam Allah rahmet etsin, namaza çok düşkündü ve namaz bizim gıdamızdı böyle, su gibi. İkincisi; ben saygıya ve edebe çok dikkat ederim. Saygıyı aştı mı ben orada yokum. Neden? Osmanlı devletini ayakta tutan, saygı olmuştur, edep olmuştur. Mesela, Osmanlı, Kur’an-ı kerimi göbeğinin altında hiç tutmamış. İşte o edep, o devleti altı yüz sene ayakta tutmuştur. Hangi ailede edep varsa, o ailede mutluluk vardır. Hangi ailede karşılıklı saygı yoksa, orada daima kavga gürültü vardır. Onun için büyüklerimiz buyuruyorlar ki; Hiçbir bî edeb, vâsıl-ı ilallah olamamıştır. Yani, hiçbir edepsiz, Allah’ın sevgili kulu olamamıştır.