Huzur Pınarı ailesinin pek muhterem üyelerinin mübarek Cuma gününü tebrik eder, hususi dualarınıza muhatab olmak isteğimizi arz ederiz efendim..
Allahü tealaya emanet olunuz efendim
ali zeki osmanağaoğlu
Büyükler buyurdular ki;
Gavs-ül Âzâm Abdülkâdir-i Geylani hazretleri ellerini açmış; Ya Rabbi, ben sana bu kadar sene ibadet ettim, yalvardım, yakardım. Acaba hangi ibadetimi beğendin, diye dua etmiş. Allahü teala da, Fakir kullarımı doyurdun, onlara baktın, bundan ben çok razı oldum, buyurmuş. Bizim dinimiz; yaptığın her ibadetten acaba kabul oldu mu yoksa olmadı mı diye şüphelen, ama yedirdiğin yemek, rızk, muhakkak kabul olmuştur, buyuruyor. İnsanların midesi aç olur, bir de kalbi aç olur. Yani açlık iki manaya gelir. Eğer kalbini doyurursan, Cennete gider. Kalbin gıdası ise, ilimdir. Büyükler buyuruyorlar ki; Kalbinde sıkıntısı olan, ilimle uğraşsın. İlimle uğraşmak, kalbe ferahlık verir. Efendim, çok sıkılıyorum, patlıyorum diyorlar, kitap okuyun. Dinimizde sıra şudur: Önce iman etmek, sonra ilim öğrenmektir. Neden? Namaz kılacaksın, ilmin yoksa, namazın şartlarını, abdestin şartlarını bilmiyorsan namazı nasıl kılacaksın? O halde ilim çok önemlidir. Cenab-ı Peygamber “aleyhissalatü vesselam” hadis-i şerifte buyuruyorlar ki; İlmin rütbesi, derecesi, derecelerin en yükseğidir. Ondan büyük derece yoktur. Mübarek Hocamız bir arkadaşımıza buyurdular ki; İlim en büyük rütbedir. Onun üzerinde bir rütbe daha vardır, o da ilm-i siyasettir. Eğer ilm-i siyasetiniz yoksa, ilim öğrettiğinizi zan edersiniz ama milleti de ifsâd edersiniz, yahut da fitneye sebep olursunuz. Allah muhafaza etsin. Kendinizi de yakarsınız, başkasını da yakarsınız.
Fî emanillah