Büyükler buyurdular ki;
Bir hadis-i şerifte Peygamber efendimiz ‘sallallahü aleyhi ve sellem’ buyuruyorlar ki; Bir mü’min Allahü tealaya dua ederse, Allahü teala o duayı mutlaka kabul eder; ama üç şekilde. Birincisi, peşin. Yani dua ediyorsun, Cenab-ı Hak veriyor. İkincisi, veresiye. Yani, kabul ediyor; ama vermiyor. Ne zaman veriyor? Ya ölürken, ya kabirde, ya mahşerde. Yalvarıyorsun, yakarıyorsun, dünyada vermiyor. Ama Cenab-ı Hak sana en lüzumlu olan yerde buyuruyor ki; Dünyada iken ettiğin duanın karşılığını peşin vermedim; ama en muhtaç olduğun yerde, sırat köprüsünde al bakalım şimdi. Bakıyorsun ki, sırat köprüsünü geçmişsin, haberin yok. Üçüncüsü, ne dünyada verir, ne âhirette. Ama duayı kabul ediyor? Senin dertlerini giderir, sıkıntılarını giderir, borçlarını öder. Bütün maddi ve manevi sıkıntılarını o dua ile hal eder. Allah bu, gel de böyle bir Allahın kulu olma ‘celle celalüh’. Bir mü’min, bir insan, iki evin kölesi olamaz. O halde mü’min ya Allahın kölesidir, ya nefsinin. Nefsinin kölesi cehenneme, Allahın kölesi cennete gider. Allah hepinize selamet versin. .