Hocamız Hüseyin Hilmi Işık Efendi’nin “rahmetullahi aleyh”, sohbetlerinden bölümler:
27
İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin oğlu Mehmed Ma’sûm hazretlerinin binlerce halîfesi, onbinlerce mürîdi vardı. Halîfelerinden birisi de Rükneddîn hân idi. Hân demek bir memleketin vâlisi demekdir. Mehmet Ma’sûm hazretleri birgün talebelerinin toplandığı bir yere geliyor, ne konuşuyordunuz diye soruyor. Diyorlar ki; Efendim, birbirimizin yaşını merak ediyorduk, sen kaç yaşındasın, sen kaç yaşındasın diye soruyorduk. Mehmed Ma’sûm hazretleri Vâlî Rükneddîn Hâna dönüyor, Ya Rükneddîn, sen kaç yaşındasın diyor. Rükneddîn hân da, efendim, bendeniz 3 yaşındayım, diyor. Herkes şaşırıyor. Koca adam 3 yaşında olur mu diye. Ya’nî efendim sizinle tanışalı 3 sene oluyor, daha evvelki hayâtı saymıyorum, çünki ölü gibiydim diyor. Üç senedir anladım hayâtın ne olduğunu, onun için üç yaşındayım diyorum, diyor. İşte sevgi böyle olacak. “Minel kalbi ilel kalbi sebîlâ”, kalbden kalbe yol vardır. İş o yolu ele geçirmekdir, o yolu ele geçirdin mi sen de berabersin demekdir. “El mer’ü me’a men ehabbe.” Bu hadîs-i şerîfdir. İnsan sevdiği ile berâberdir. Gece de berâberdir, gündüz de berâberdir. Neş’eli zemânda da, sıkıntılı zemânda da, dünyâda da, kabrde de, âhiretde de berâberdir. Sevince berâberlik böyle olur.