-HAYATINDAN KESİTLER-
Hüseyin Hilmi Işık efendi’nin rahmetullahi teala aleyh, sohbetlerinden bazı bölümler:
-65-
Bir kimse kendini uyuz köpekten daha aşağı görmezse evliyâ olamaz. Şâh-ı Nakşibend hazretleri buyuruyor ki; Bunun için, kabristanları dolaşıp uyuz köpek arardım, hizmetimin karşılığına kavuşayım diye, getirip yaralarını tımar ederdim. Köpek yatar ayaklarını kaldırır sesler çıkarırdı, ben de âmin âmin derdim.
***
-65-
Bir kimse kendini uyuz köpekten daha aşağı görmezse evliyâ olamaz. Şâh-ı Nakşibend hazretleri buyuruyor ki; Bunun için, kabristanları dolaşıp uyuz köpek arardım, hizmetimin karşılığına kavuşayım diye, getirip yaralarını tımar ederdim. Köpek yatar ayaklarını kaldırır sesler çıkarırdı, ben de âmin âmin derdim.
***
Mürşid olgun, mürid uygun olunca, ya’nî mürşid, kâmil ve mükemmil (kemale erdirebilen), müridde de muhabbet ve isti’dâd olunca, senelerin işi sâatlere ve saniyelere döner. Mürşid-i kâmilin bir bakışı yeter. Diğer ilmlerde de aynı kaide vardır. Hoca, mahir ve müşfik olursa, talebe de zeki ve çalışkan olunca öğrenilmeyecek hiçbir ilm yoktur. Efendi hazretleri bize hususi emek verirdi. İmâm-ı Rabbânî hazretleri hacca giderken, Delhi’ye geldiğinde arkadaşı Hasen Keşmirî hazretleri, “Hep ölüye gidiyorsun, burada bir diri var, diriyi de ziyâret et” dedi. Bâkî Billah hazretlerine götürdü. Bâkî Billah hazretleri, İmâm-ı Rabbânî hazretlerindeki cevheri görünce, birkaç gün misâfir olarak kalması için yalvardı. İki günde kalbi açıldı. İmâm-ı Rabbânî hazretleri buyuruyor ki, “Kabe’ye giderken, Kâbe’nin sâhibine kavuştum.” Ya’nî Bâkî Billah hazretlerinin yanında Allahü teâlâya kavuştum dedi. İmâm-ı Rabbânî hazretleri de hizmet etmeden iltifata kavuştu.
-devamı var-