-HAYATINDAN KESİTLER-
Hüseyin Hilmi Işık efendi’nin rahmetullahi teala aleyh, sohbetlerinden bazı bölümler:
-74-
Celâleddin-i Rûmî hazretleri bile Mesnevisine başlarken daha ilk satırında benim kitâbım ney gibidir diyor. Neyden çıkan ses kimin sesidir? Neyi kim çalıyorsa onun sesidir, beni de kim söyletiyorsa onun sözüdür bunlar diyor. Bütün islâm alemi, hatta bizim büyüklerimiz meşayıh-ı nakşibendiye Mesneviyi çok medh ediyorlar. Yeryüzünde misli olmayan bir kitâbdır diyorlar. Biz de bunu açıklıyoruz. Mesnevi tesavvufda misli yazılmamış bir kitâbdır, Mektûbât ise hem tesavvufta, hem akaidde, ehl-i sünnet akidelerinde, hem de fıkhda misli yazılmamış bir kitâbdır diyoruz. Çünki Efendi hazretleri öyle buyurdu. Efendi hazretleri’nin sözünü biz ispat ediyoruz. Efendi hazretleri buyurdu ki; “Mektûbât ayarında yeryüzünde bir islâm kitâbı yoktur”. “Bade kitâbullah, bade kitâb-i Resûlullah, efdali kütüp mektûbâtest” Kur’an-ı Kerimden ve hadîs-i şerîflerden sonra islâm kitâblarının en kıymetlisi mektubattır buyururdu. Mesnevi daha arkada kalıyor. Efendi hazretleri’nden böyle duyduğumuz için, mesnevi için yazılanları tevil ediyoruz. Ne diyoruz? Mesnevi yalnız tesavvufta benzeri yok, Mektûbâtda ise hem tesavvuf, hem akaid, hem fıkh var, onun için Mektûbât daha yüksektir.
-74-
Celâleddin-i Rûmî hazretleri bile Mesnevisine başlarken daha ilk satırında benim kitâbım ney gibidir diyor. Neyden çıkan ses kimin sesidir? Neyi kim çalıyorsa onun sesidir, beni de kim söyletiyorsa onun sözüdür bunlar diyor. Bütün islâm alemi, hatta bizim büyüklerimiz meşayıh-ı nakşibendiye Mesneviyi çok medh ediyorlar. Yeryüzünde misli olmayan bir kitâbdır diyorlar. Biz de bunu açıklıyoruz. Mesnevi tesavvufda misli yazılmamış bir kitâbdır, Mektûbât ise hem tesavvufta, hem akaidde, ehl-i sünnet akidelerinde, hem de fıkhda misli yazılmamış bir kitâbdır diyoruz. Çünki Efendi hazretleri öyle buyurdu. Efendi hazretleri’nin sözünü biz ispat ediyoruz. Efendi hazretleri buyurdu ki; “Mektûbât ayarında yeryüzünde bir islâm kitâbı yoktur”. “Bade kitâbullah, bade kitâb-i Resûlullah, efdali kütüp mektûbâtest” Kur’an-ı Kerimden ve hadîs-i şerîflerden sonra islâm kitâblarının en kıymetlisi mektubattır buyururdu. Mesnevi daha arkada kalıyor. Efendi hazretleri’nden böyle duyduğumuz için, mesnevi için yazılanları tevil ediyoruz. Ne diyoruz? Mesnevi yalnız tesavvufta benzeri yok, Mektûbâtda ise hem tesavvuf, hem akaid, hem fıkh var, onun için Mektûbât daha yüksektir.
***
Mektûbâtın hulasası, özeti olarak iki cümle söyleyeceğim. Bu iki cümle, bütün Mektûbâtın tamamıdır. Birinci cümle, dine tâbi olmak, ehl-i sünnet vel cemaat itikadında olmak. İkincisi, tâbi olduğunuz, sevdiğiniz, güvendiğiniz, izinden gittiğiniz hocanıza muhabbet. Efendim, din bir bütündür, onun aslı, sevmektir. Sevgi olmazsa dini anlatmak, onu yaptırmak zordur. Onun için, büyüklerimiz bize sevgiyi anlatmışlardır. Cenab-ı Peygambere aleyhissalatü vesselam, Eshab-ı kiram o kadar âşıktı ki, onlara bu uğurda canlarını feda etmek su içmek gibi kolay geliyordu. İşte o sevgiyi arttırmak için, onların hayatlarını okumak, onlardan çok bahs etmek, onları sevenlerle birlikte olmak lazımdır. Böylece aralarında frekans birliği olur ve sevgi akımı başlar.
-devamı var-