-HAYATINDAN KESİTLER-
Hüseyin Hilmi Işık efendi’nin rahmetullahi teala aleyh, sohbetlerinden bazı bölümler:
-93-
Dînini bilmeyen, ona göre yaşamayan, dünyâ işlerinde muvaffak olamaz. Dünyâda muvaffak olsa bile, mutlaka sonu hüsranla biter. Ya hanımından, ya çocuğundan, ya kendinden, kesinlikle rahat edemez. Çünki hadis-i şerif var, dünyâda rahatlık yoktur. Mü’mine rahatsızlık ibâdet, kâfire rahatlık felakettir. Birine sevap, diğerine azap vardır. Ne talihsiz insanlar ki, hem dünyâda azap, hem de âhirette azap görecekler.
-93-
Dînini bilmeyen, ona göre yaşamayan, dünyâ işlerinde muvaffak olamaz. Dünyâda muvaffak olsa bile, mutlaka sonu hüsranla biter. Ya hanımından, ya çocuğundan, ya kendinden, kesinlikle rahat edemez. Çünki hadis-i şerif var, dünyâda rahatlık yoktur. Mü’mine rahatsızlık ibâdet, kâfire rahatlık felakettir. Birine sevap, diğerine azap vardır. Ne talihsiz insanlar ki, hem dünyâda azap, hem de âhirette azap görecekler.
***
Allahü teala yeryüzünde her hastalığa bir ilaç yaratmıştır. Her şey için şifa vardır. Ama gönlün şifası, zikrullahtır. Kalbin ilacı, zikr etmektir.
***
Kalblerin zindeliği zikr-i ilâhî ile olur. Çok yoruluyorum, ama kalbimiz zinde. İmâm-ı Rabbânî hazretleri Mektûbâtda buyuruyor ki, se’âdetlerin başı bir büyük tanımakdır. Allahü teâlânın sevdiği kullarını sevince onlardan feyz alınır, istifâde edilir. Onlardan feyz alındığı nasıl belli olur? Bir alâmeti var. O da dünyâyı sevmemek. Dünyâyı sevmemek eskiden daha zordu. Çünki dünyâda da nûr vardı. Sevilecek tarafı vardı. Şimdi bu kadar kötülüğü görerek dünyâyı sevmemek daha kolay. Hatta biraz îmânı olan bile dünyâyı sevemez, biraz aklı olan bile sevemez. Hiç, büyüklerden feyz alan dünyâyı sevebilir mi? Herkes kendine baksın, büyüklerden istifâde edip edemediğini anlasın. Büyüklerin sohbetine kavuşan se’âdete kavuşur. Ya sevgisine kavuşan ne olur… Peki, o büyüklere kavuşamazsak ne yapacağız? Vârislerinden istifâde edeceğiz. Vârisleri de yoksa kölelerinden, o da yoksa kitâblarından istifâde edeceğiz. Sevmek zevk-i hususiyedendir. Anlatmakla anlaşılmaz. Sevmenin nasıl olduğunu bile bilmiyoruz. Şimdi beşeri sevgiye sevmek diyorlar, hiç ilgisi yok. Birinin ağzına karpuz koyarsınız, o tatlı gelir ama anlatamaz. Sonra kavun koyarsınız, o da tatlıdır fekat farkını anlatamaz. O da zevk-i umumiyyedendir. Sevmek de anlatılamaz, onu yaşayan bilir. Diğerini de tadan bilir.
-devamı var-