-HAYATINDAN KESİTLER-
Hüseyin Hilmi Işık efendi’nin rahmetullahi teala aleyh, sohbetlerinden bazı bölümler:
-261-
Hoca efendi, demir parmaklıklara arkası dönük oturuyordu. Demirden atlayıp tam arkasında oturdum. Kucağını arkadan seyrediyordum. Bir yandan da (çocukluk işte), aklımdan biraz önceki hocanın yirmibeş kuruşa satıyorum demesi çıkmıyordu. Vay insafsız vay deyip duruyordum. Hem de o hoca efendiyi dinliyordum. Hiç duymadığım, bilmediğim, merak ettiğim konuları anlatıyordu. Çok hoşuma gitdi. Rabıta-ı Şerife risalesinden Evliyâ kabrlerinin nasıl ziyaret edileceğini anlatıyordu. Hiç duymadığım şeylerdi. Biraz sonra ezân okundu. Hoca efendi, dersimiz bugün burada kalsın deyip kitâbı kapatdı. Pırıl pırıl, çok güzel bir kitâbdı. Hiç arkasına dönmeden, kitâbı arkaya, bana uzatdı. “Bu kitâb, küçük efendiye benim hediyem olsun” dedi. Çok şaşırdım. Hiç arkasına bakmamışdı. Arkasında küçük efendi olduğunu nerden bildi? Sonra, hep beraber namâza kalkıldı. Biraz sonra ben derse gidecekdim. Onun için namâza ve sonraki sohbete kalamadım, ayrıldım. Yaşlıca birisi, otur, dinle, çok istifade edersin dedi, beni irşâd etdi. Bu zât kimdir, nerde bulunur diye merak etdim, araşdırdım. Cum’a günleri Eyyûb sultân câmi’inde va’z eder dediler. Cum’a gününü, iple çeker oldum, sabırsızlıkla bekledim.
-261-
Hoca efendi, demir parmaklıklara arkası dönük oturuyordu. Demirden atlayıp tam arkasında oturdum. Kucağını arkadan seyrediyordum. Bir yandan da (çocukluk işte), aklımdan biraz önceki hocanın yirmibeş kuruşa satıyorum demesi çıkmıyordu. Vay insafsız vay deyip duruyordum. Hem de o hoca efendiyi dinliyordum. Hiç duymadığım, bilmediğim, merak ettiğim konuları anlatıyordu. Çok hoşuma gitdi. Rabıta-ı Şerife risalesinden Evliyâ kabrlerinin nasıl ziyaret edileceğini anlatıyordu. Hiç duymadığım şeylerdi. Biraz sonra ezân okundu. Hoca efendi, dersimiz bugün burada kalsın deyip kitâbı kapatdı. Pırıl pırıl, çok güzel bir kitâbdı. Hiç arkasına dönmeden, kitâbı arkaya, bana uzatdı. “Bu kitâb, küçük efendiye benim hediyem olsun” dedi. Çok şaşırdım. Hiç arkasına bakmamışdı. Arkasında küçük efendi olduğunu nerden bildi? Sonra, hep beraber namâza kalkıldı. Biraz sonra ben derse gidecekdim. Onun için namâza ve sonraki sohbete kalamadım, ayrıldım. Yaşlıca birisi, otur, dinle, çok istifade edersin dedi, beni irşâd etdi. Bu zât kimdir, nerde bulunur diye merak etdim, araşdırdım. Cum’a günleri Eyyûb sultân câmi’inde va’z eder dediler. Cum’a gününü, iple çeker oldum, sabırsızlıkla bekledim.
-devamı var-