-HAYATINDAN KESİTLER-
Hüseyin Hilmi Işık efendi’nin rahmetullahi teala aleyh, sohbetlerinden bazı bölümler:
-287-
-287-
Ankara valisi Abidin paşa varmış. Celâleddin-i Rûmi hazretlerinin Mesnevîsini şerh etmiş ki, çok ağır bir kitâbdır o. Abidin paşanın kabri Fâtih Câmiinin yanında, Câminin bağçesindedir. Sultân Hamid hân zemânında Ankara valisi idi. Onlar âlim insanlardı. Hem âlim hem edib. Edib demek; terbiyeli demekdir. Ankara valisi İstanbul’a, halîfeye mektûb yazıyor. O zemân halîfe Sultân Hamid hân idi. “Efendim, Ankara’nın içme suyu malumualiniz kireçlidir. Ankara’dan altmış kilometre uzakda Elma dağı var efendim. Elma dağında mis gibi su çıkıyor, hiç kireci yok, gayet lezzetli. Ankara’daki evladlarınız, para topladık efendim, bu Elma dağının suyunu Ankara’ya getireceğiz müsaade buyurulursa” diyor. Böyle büyük iş yapmak için halîfeden izin almak lâzımmış. Halîfeden izin almadan olmaz bu iş. İzin istiyor. Sultân Hamid hân da cevab yazıyor: “Evladım, bizim dinimizde su getirmek çok büyük ibâdetdir. Oradaki evladlarımız müsade etsinler de; bu ibâdetin sevabını ben alayım.” diyor. “Onun için kaç bin altın topladınsa onu sahiblerine iade et, geriye ver. Bu suyun bütün masraflarını ben temin edeceğim.” diyor. Saraydan verecek ama, devletin parasını değil. Vergi milletin hakkıdır. Onun için sultân Hamid hân serâydan verecek ama vergiden veremez. Babasından kalma mirasları vardı. Meselâ kendi mülkü olan toprakları var. Babalarından kalmış olan paralardan veriyor ve Ankara’ya geliyor o su. Ankara’da yüzlerce yere çeşme yapılıyor. Cebeciyle Kurtuluş istasyonunun arasında, meydan var, çukurda. O çukurdaki meydanda Sultân Hamid hanın öz parasıyla yapdırdığı çeşme vardı. Efendim, haziran ayında, sıcakta o çeşmeden su içdim, buz gibi idi. Dağdan geliyor çünki. Kar suyu, buz gibiydi. Ankara’nın her yerinde vardı bunlar. Sonradan o çeşmeler kaldırıldı. Osmanlı halîfesi milletine, tertemiz buz gibi suyu dağdan getirtmişti. İşte o suyun geçtiği su künkleri, bizim bağçede idi.
-devamı var-