-HAYATINDAN KESİTLER-
Hüseyin Hilmi Işık efendi’nin rahmetullahi teala aleyh, sohbetlerinden bazı bölümler:
-292-
-292-
Ziyâ bey Karamürsel kumaş fabrikaları’nın müdîri idi. Efendi hazretleri; Ben konuşunca sana haber gönderirim” buyurdu. Efendim, ben merâk ederim, gitmeden konuşsanız dedim. Ertesi gün de gideceğim, bir günlüğüne gelirdim, ba’zan cumartesi gelirdim, pazar günü de dönerdim. “Ziyâ beyi çağır, gelsin” buyurdu. Vefâ’da fabrikaya gitdim. Masanın üzerine birçok evrâk çıkarmış, çalışıyordu. Efendi hazretleri sizi çağırıyor dedim. Ziyâ bey korkdu, hayrdır inşaallah, bir şey mi oldu acabâ dedi. Size hayrlı haber verecek, neş’eliydi dedim. Sen git, ben de geliyorum dedi. Ben Efendi hazretlerinin yanına gittiğimde, hemen arkamdan Ziyâ bey de içeri girdi. Efendi hazretleri bana, “Sen dışarı çık, Ziyâ beyle yalnız konuşayım” dedi. Sonra Efendi hazretleri bana dedi ki; “Ziyâ bey temâm diyor, bir de kızın annesiyle konuşayım, belki küçük der” dedi. Efendi hazretleri; “Ben sonra sana haber gönderirim” dedi. Efendim ben merâk ederim, rahat edemem, ben gitmeden konuşsanız dedim. “Peki” buyurdu. Fâtih’deki eve geldik. Ben bu odada oturuyordum. Yan odada Efendi hazretleri Ziyâ beyle konuşdu. Yalnız annesi, kızımız daha küçük, demiş. Efendi hazretleri de, küçük değil demiş. Sonra Ziyâ bey hanımına dedi ki, “Efendi hazretlerinin sözüne itiraz edilmez, ne derse o olur. Sîret’i Hilmî’ye vereceğiz” dedi. Bu eve Efendi hazretleri, benim için Ziyâ beyin kızını istemeye geldi. Efendi hazretleriyle berâber bu eve geldik. Efendim, ertesi gün Efendi hazretleri hem Hanefî hem Şâfî mezhebine göre nikâhımızı kıydı. Beni Efendi hazretleri evlendirdi.
-devamı var-