-344-
Ve efendim, asıl kurtulmamız için, daha doğrusu imanımızın kuvvetlenmesi için, imanlı ölmemiz için, onlar kalbe müteveccih olurlar. Kalbe o kadar teveccüh ederler ki, onun içindeki pisliklerin, günahların temizlenmesi için üstün gayret sarf ederler. Çünki eğer insanın kalbi temizlenirse, imansız ölme tehlikesi yoktur. Fakat bütün ilimleri bilse, bütün ilimlere uygun amel etse, bunun imansız ölme tehlikesi vardır. Çünki yol, iman yoludur. Cennetin kapısından imanı olanlar girer buyuruluyor. Yoksa çok ibadet yapanlar, çok âlimler değil. Peki, bu ilimler, bu ameller, ne içindir? Sırf imanı korumak içindir. Dolayısıyla, büyüklerin kalbe olan teveccühlerinin sebebi budur. Efendim, peki kime? Herkese. Buraya bir radyo gelse, buraya bir televizyon gelse, burada yüzlerce, binlerce ses ve görüntü olduğu halde, düğmeyi çevirmezseniz bir şey duyamazsınız, bir şey göremezsiniz. Mutlaka düğmeyi çevirmek lazımdır. İşte efendim, o büyüklerin ruhları var, nerede? Her yerde. Nasıl güneş her eve giriyorsa, onların belirli bir yerlerde durup da belirli bir yerlere gittikleri yok, her yerde var. Ama mutlaka isimlerini söylemek lazımdır. İsimlerini söyleyip bırakın efendim, bu kadar. Efendim, isimlerini söyledik; ama bir şey yok. O zaman senin radyon bozuk. (Yani kalp paslı demektir). O arızayı gidermen lazım. Ve nasıl isim söylenince büyüklerin ruhları geliyorsa, isim dinimizde çok kıymetli efendim, çok mühim.