-HAYATINDAN KESİTLER-
Hüseyin Hilmi Işık efendi’nin rahmetullahi teala aleyh, sohbetlerinden bazı bölümler:
-543–
-543–
Peygamber efendimize, Peygamberliği yeni bildirildiğinde Şam taraflarından râhipler geldiler. Sana üç süâl soracağız, cevab verirsen inanırız dediler. Sorun, buyurdu. Eshâb-ı Kehf kimlerdir, meşhur hadiseleri nedir dediler. İkinci süâlinizi söyleyin buyurdu. Bize rûhdan haber ver dediler. Üçüncü süâlinizi söyleyin buyurdu, Hazret-i Meryem için ne düşünüyorsun dediler. Yarın gelin cevab vereyim buyurdu. Her gün Cebrâil aleyhisselâm geldiği halde, o gün gelmedi. Ona sorup öğrenecekti. Peygamber efendimiz çok üzüldü. Ertesi gün râhipler gelince, yarın gelin buyurdu. O gün de Cebrâil aleyhisselâm gelmedi. Peygamber efendimiz râhiplere gene, yarın gelin buyurdu, ertesi gün de aynı olunca râhipler, biz beklemeyiz şimdi cevab vermezsen gideceğiz ve senin yalancı olduğunu ilan edeceğiz dediler. Peygamber efendimiz çok üzüldü. O anda Cebrâil aleyhisselâm geldi. Kehf sûresini getirdi. Peygamber efendimiz de anlattı. Râhipler temâm, doğru söylüyorsun dediler. Aynı sûrede, ayet-i kerimelerin devamında, “Ey Habibim sana rûhdan soruyorlar, de ki; Rûh Rabbimin mahlûklarından biridir, ondan size anlatacak kadar bana bildirmedi.” Peygamber efendimiz de aynısını anlatdı. Hazret-i Meryemin de temiz olduğunu anlattı. Rahipler “Temâm, bizim de bildiğimiz bu kadardır” dediler. Aynı sûrenin devamında, Allahü teâlâ buyuruyor ki; “Ey Habibim sonraya bir şey va’d etdiğin zemân inşâallah de, beni hatırla, beni bu kadar hatırlamayışın bile gücüme gidiyor” buyurdu. “İn”; Eğer, “şâ”; Dilerse. “Eğer Allahü teâlâ dilerse” demektir.
-devamı var-