Muhammed Bâkî-billah “kuddise sirruh”, hocası olan evliyânın büyüklerinden Hâcegî İmkenegî’ye talebe olmasını şöyle anlatmıştır: “Nihâyet inâyetlerinin çekmesiyle, hakîkatler sâhibi, irşâd dergâhı, Mevlânâ Hâcegî İmkenegî hazretlerinin huzûruna kavuştum. Candan bir arzu ve istek ile bî’at edip, müsâfeha eyledik. Büyükler yolunu ondan aldım. Hâcegî İmkenegî hazretlerinin sohbetinde bulunmakla ve Behâeddîn Nakşibend’in “kuddise sirruh” ve halîfelerinin yüksek rûhâniyetlerinin imdâdı ile, bu büyükler silsilesine dâhil olup, Hâcegî İmkenegî’nin halîfesi olup makâmına geçtim.”
Hâcegî İmkenegî hazretleri, Muhammed Bâkî-billah’ı kısa zamanda tasavvufda yetiştirip, yüksek derecelere kavuşturduktan sonra ona şöyle buyurdu: “Sizin işiniz, Allahü teâlânın yardımı ve bu yolun büyüklerinin rûhlarının terbiyesi ile tamam oldu. Tekrar Hindistan’a gidiniz. Çünkü bu silsile-i aliyyenin sizin sayenizde parlayacağını görüyorum. Bereket ve terbiyenizden orada, sizden çok istifâde edip, büyük işler yapanlar gelecek.” Böylece ikinci bin yılının müceddidi İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin “kuddise sirruh” orada yetişeceğini müjdeliyordu.
Muhammed Bâkî-billah hazretleri, hocası Hâcegî Muhammed İmkenegî’nin sohbetinde yetişip icâzet aldıktan sonra, onun emriyle Hindistan’a gidip, bir sene Lâhor’da kaldı. Oradaki âlimler ve fâdıllar onun sohbetine gelip, istifâde ettiler. Sonra Delhi’ye gidip, vefâtına kadar orada kalıp, insanlara doğru yolu anlattı. İki-üç sene gibi kısa bir müddet irşâd makâmında bulunmasına rağmen, pekçok âlim ve evliyâ yetiştirdi. Onun yetiştirdiği büyüklerin başında, kendisinden sonra halîfesi olan, hicrî ikinci bin yılının müceddidi, İslâm âlimlerinin gözbebeği İmâm-ı Rabbânî Ahmed Fârûkî Serhendî gelir. İmâm-ı Rabbânî hazretleri yetişip kemâle gelince, Muhammed Bâkî-billah bütün talebesinin yetiştirilmesini ona bıraktı. Hâce Ubeydullah ve Hâce Muhammed Abdullah adında iki oğlu vardı. Bunların da yetiştirilmesini İmâm-ı Rabbânî hazretlerine bıraktı. İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin “Mektûbât”ında bunlara yazılmış mektupları vardır. Oğulları tasavvufta yetişmiş kıymetli zâtlardan idi.
-devamı var-
İslâm Âlimleri Ansiklopedisi