– dünden devam –
Ehl-i sünnet âlimleri, Eshâb-ı kirâmın “radıyallahü teâlâ anhüm ecma’în” üstünlük sırasını üçe ayırmışdır.
3 — Diğer Eshâb-ı kirâm “rıdvânullahi teâlâ aleyhim ecma’în”: Mekke şehri alındığı zemân ve dahâ sonra, Mekkede veyâ başka yerlerde îmâna gelenlerdir. Bunlara Muhâcir ve Ensâr denmez. Yalnız sahâbî denir. İbni Esîr İzzeddîn Alî Cezrînin (Câmi’) kitâbında, Muhâcirler Ensârdan, Muhâcirlerin önce gelenleri, Ensârın önce îmâna gelenlerinden ve Ensârın önce gelenleri, Muhâcirlerin sonra gelenlerinden dahâ üstün olduğu ve fekat, sonra îmâna gelen nice sahâbînin, önce îmâna gelenlerden üstün olduğu yazılıdır. Meselâ, hazret-i Ömer ve Bilâl-i Habeşî, kendilerinden önce îmâna gelen nice Sahâbîden dahâ üstündürler. İmâm-ı Süyûtînin (Târîh-ul-Hulefâ) kitâbında diyor ki: Ehl-i sünnet âlimleri, söz birliği ile bildirmişdir ki, Eshâb-ı kirâmın en üstünleri, Resûlullahın dört halîfesidir. Bunlardan sonra en üstünleri, Aşere-i mübeşşereden, ya’nî Cennet ile müjdelenmiş olan on kişiden geri kalan altısı ile hazret-i Hasen ve hazret-i Hüseyndir. Bunlardan sonra en üstünleri bu oniki kişiden başka, Bedr gazâsında bulunan üçyüzonüç (313) Sahâbîdir. Bunlardan sonra üstün olan, Uhud gazâsında bulunan yediyüz (700) kahramandır. Bunlardan sonra üstün olan hicretin altıncı senesinde, ağaç altında Resûlullaha, (Ölmek var, dönmek yok) diye söz veren bindörtyüz (1400) kişidir. Bu sözleşmeğe (Bî’at-ı Rıdvân) denir.
– devamı var –