Tebe-i tâbiinin büyüklerinden Abdullah bin Abdülazîz Ömerî “rahmetullahi aleyh” hazretleri 184 (m. 800) senesinde Medine-i Münevvere’de vefât etti. Kabe-i Muazzamayı tavaf ediyordu. Mekke-i Mükerreme’nin ileri gelenleri de toplanmıştı. Bu sırada başını kaldırınca, Kâ’be-i Muâzzama’nın etrâfında yükselen sarayları gördü. Şiddetli bir şekilde bağırarak: “Ey bu köşkleri bu mukaddes mekanın yanına dikenler; Ölünce, yapayalnız kalacağınız, mezarların zifiri karalıklarını hatırlayınız. Ey zevk ve sefâ sahipleri, ey dünyâ ni’metleri içerisinde yüzenler! Kabirde, kurtların, böceklerin, yiyecekleri ve gıdaları olacağınızı, şu güzel vücutlarınızın, toprağın altında çürüyeceğini, o gören gözlerinizin akacağını, konuşan dillerinizin susacağını hiç düşünmüyor musunuz?”
Abdülazîz hazretleri bunları söyleyince gözleri doldu.