Van’ın Gürpınar ilçesinde Hacı Ali adında, Seyyid Fehim hazretlerini çok seven biri vardı. Van’dan çıkmış köyüne giderken ıssız bir yerde eski bir düşmanı ile karşılaştı.
Adam tüfeğine davrandı. Niyeti kötüydü. Hacı Ali; “Dur, çekme tetiği! Konuşup anlaşalım. Bu husumet bitsin, barışalım!” diye bağırdı.
Ama adam çok kararlıydı. Tetiğe peş peşe bastı. Fakat o da ne? Tüfek ateş almadı. Bir daha bastı. Yine çıt yok. Ne ses çıkıyordu tüfekten, ne de mermi. Tüfeğini açıp baktı, fişekleri yerinde göremedi. Kendi kendine; “Mermiler yuvalarında idi. Şimdi yok. Nereye gidebilirler?..” diye düşündü.
Ve öfke ile oradan ayrıldı! Ali Efendi de bu işten bir şey anlamadı. Sevinerek o da yoluna devam edip Arvas’a vardı. Seyyid Fehim hazretlerini ziyarete geldi. Mübârek, o anda namaz kılıyordu. Selâm verince Ali Efendi’ye dönüp sordu:
– Hoş geldin Hacı Ali! Çok korktun mu yolda gelirken?
– Çok korktum efendim.
O anda, seccadenin ucunu kaldırdı. 5 tane fişek çıkarıp ona uzatıp buyurdu ki:
– Al şunları, o adama götür ver! Zira kul hakkıdır.
Hacı Ali bu duruma çok şaşırdı ve; “Peki efendim!” deyip fişekleri aldı. O beş fişeği adama götürüp teslim etti. Olanları ona anlattı. O adam da çok duygulandı. Yaptığına tevbe etti. Ve gidip Seyyid Fehim hazretlerine talebe oldu.