Ebû Osman Mağrıbî hazretleri önceleri zengin idi. Ava çok meraklıydı. Bunun için kendisine çok iyi alışmış olan köpekleri ile ağaçtan yapılmış bir süt kabı vardı. Geceleri süt içmek âdetiydi. Bir gece yine süt içecekti. Fakat süt çok sıcak olduğundan, soğuması için başucuna koydu. Beklerken uyuyuverdi. Kendisine çok bağlı olan av köpeği de orada idi. Uyandığında sütü içmek için kaba uzandı. Fakat köpek üzerine saldırıp sütü içmesine mâni oldu. Buna hiç bir ma’nâ veremeyip, süt kabına tekrar uzandı. Köpek hırlayıp tekrar kendisine saldırdı. Bu hâl üç defa tekrar etti. Nihâyet köpek fırlayıp, süt kabının içine başını sokup bir miktar içip çekildi. O hayretler içerisinde bakarken, köpek birden şişmeye başladı ve biraz sonra da öldü. Meğer Ebû Osman “radıyallahü anh” uyurken, büyük bir yılan süt kabının içine başını sokup zehirini akıtmıştı. Köpek de sahibinin sütü içmesine bunun için mâni olmak istemiş, mâni olamayınca da efendisine sadâkatinden dolayı sütü kendisi içmişti. Böylece efendisi için kendisini feda etmişti. Ebû Osman (radıyallahü anh) bu durumu anlayınca, kendisinde ba’zı değişiklikler olup çok ağladı ve tövbe etti. Bu hâdiseden sonra bütün malını Allah rızâsı için muhtaç olanlara dağıtıp, Allahü teâlânın sevdiklerinden olmaya çalıştı.