- Mürşid olgun, mürid uygun olunca, yâni mürşid, kamil ve mükemmil, müridde de muhabbet ve istidât olunca, senelerin işi saatlere, hatta sâniyelere döner. Mürşîdi kâmilin bir bakışı yeter.
- Diğer ilimlerde de aynı kaide vardır. Hoca mâhir ve müşfik olursa, talebe zekî ve çalışkan olursa, öğrenilmeyecek hiçbir ilim yoktur.
- Diri olan mürşidi kamilden istifade etmek, vefat etmiş olandan daha çoktur. Çünkü dirinin karşısında daha edepli durulur. Ölünün yanında edebe dikkat etmek zordur. Kabir içinde düşünürse hiç istifade olmaz, çünki hâkir görmek sayılır. Kabre gidince, oradaki zâtı arşda görecek, feyz arşdan gelecek.
- Mürşid-i kamile bağlı olmayanlar, fazla ilm ile sapıtırlar.
- Sohbet iki şekilde olur. Biri, hakiki, biri mecazi. Mecaziye râbıta denir. Mürşîd-i kâmil ele geçmezse râbıtayla aynı istifade edilir.
Hüseyin Hilmi Işık (rahmetullahi aleyh)