- Ehl-i sünnet itikadı çok kıymetlidir ve çok zor bulunur. Nasıl ki ab-ı hayat balta girmemiş karanlık ormanlar içindeyse, bu ehl-i sünnet itikadı aynı onun gibi kavuşulması çok zor olan bir nimettir. İşte bu çok kıymetli cevheri Allahü teala çöplüğe koymaz. Eğer arkadaşlarımızın kalbleri buna layık olmasaydı bu cevher bu kalblere nasip olmazdı. Bu cevher bu kalblere yerleştirilmişse arkadaşlar binlerce defa Cenab-ı Hakka şükretmelidir.
- Hastalıkta şifa vardır. Esas şifaya kalbimiz muhtaçtır.
- İnsanın kalbi, Kâbeden daha kıymetlidir. Nasıl ki Kâbe-i Muazzamayı ilk gördüğünüz anda yapılan dua red olunmazsa, mü’min, mü’minle karşılaştığı anda yaptığı duayı da Allahü teala red etmez, kabul eder. Yapılacak en güzel dua, Esselamü aleyküm demektir.
- Allahü teala iki çok mühim ilacı bu ümmete gönderdi. Birisi ateşi söndürüyor, birisi günahları örtüyor. Birincisi kelime-i tevhid. İmam-ı Rabbani hazretleri kuddise sirruh buyuruyorlar ki; Bu kelime-i tevhidin sevabı bir kefeye konsa yedi kat yerler, yedi kat gökler günah dolu olsa diğer kefeye konsa bu o kadar ağır gelir. Bu kelime-i tevhidi söyletmek için milyonlarca müslimân şehid düştü. İkincisi istiğfar. Tövbe istiğfar etmek hem bedene şifa hem kalbe şifa. Tövbe ve istiğfar ederseniz imdadınıza yetişirim buyuruluyor.
- Nasıl biz buradan gökyüzünü siyah görüyorsak, göktekiler de dünyayı böyle siyah görür. Yansıdığı için aydınlık görünüyor, yoksa yansımasa, biz bile siyah görürüz. Dünya, gökyüzünden siyah gözükür. Nasıl biz buradan gökyüzüne baktığımız zaman yıldızları görüyoruz, gökteki melekler de dünyaya bakıyorlar, her mü’minin kalbindeki nuru, bizim yıldızları gördüğümüz gibi görüyorlar. Melekler şimdi burada bir yıldız kümesi görüyorlar.
Hüseyin Hilmi Işık (rahmetullahi aleyh)