- Allahü tealanın en çok râzı olduğu, sevdiği şey, emr-i mârufdur. Allah’ın dinini yaymaktır.
- Emr-i mârufu fiilen hükümet adamları yapar. Bizim yapacağımız sözle ve hâl iledir. Sözle yapmak için şartlar var. Nerede neyin söyleneceğini bilecek, akllı olacak. Hem te’siri kesin değildir. Bazen zararlı olur, bazen susmak daha iyi olur. Hâl ile, ahlâk ile yapılan emr-i mârufun hiç şartı ve zararı yok. Daha iyi te’sir eder. Bazen de, sözle de olursa daha da iyi olur.
- Küfre karşı emr-i mâruf yapılırsa, Allahü teala o beldenin hak ettiği azâbı tehir eder. Emr-i maruf yapılmazsa azab-ı ilahi gelir. Hak etmeyenler de şehîd olur.
- İmâm, sadece nemaz kıldıran değildir. Emr-i mâruf yapması lâzımdır. Emr-i mâruf yapmazsa, haramları bildirmezse, imâmın da îmânı gider.
- Bu nimetin kıymeti, yalnız ve yalnız, niyete bağlıdır. Sakın ilminize güvenmeyin.
Hüseyin Hilmi Işık (rahmetullahi aleyh)