KUR’ÂN-I KERÎM
Şimdi, Kur’ân-ı kerîmin hakîkaten en büyük bir mu’cize olduğunu gösteren ikinci bir husûsa, onun tertîb tarzına temâs edeceğiz:
Bugünkü, en yüksek medeniyyet asrında insanların kullandıkları bilgisayarlarla Kur’ân-ı kerîm incelendiği zemân, akl almaz derecede mu’azzam bir matematik esâs üzerine kurulduğu anlaşılır. Netîce, insanın aklını durduracak kadar mühimdir. Bu netîce ancak Allahü teâlânın mu’cizesidir.
Bu yapılan tecribenin esâsına varmadan evvel, biraz da, Kur’ân-ı kerîmin nasıl vahy edildiğini ve Allahü teâlânın vahy esnâsında Peygamberine “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” neler buyurduğunu tedkîk edelim. Çünki bunun Kur’ân-ı kerîmin tertîb şekli ile irtibâtı vardır. Kur’ân-ı kerîm bugünkü tertîb üzerine vahy edilmemişdir. İlk vahy edilen sûre, (ALAK) sûresidir. Resûlullaha “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” ilk olarak Alak sûresinin ilk 5 âyeti vahy edildi. Bunların meâl-i şerîfleri, (Ey Muhammed, herşeyi yaratan Rabbin Allahın ismi ile oku! O insanı pıhtılaşmış kandan [alakdan] yaratdı. Oku, Allah büyük kerem sâhibidir. O, kalemle öğretir, insanlara bilmediklerini öğretir)dir.
-devamı var-