Ehl-i sünnet âlimleri “rahmetullahi teala aleyhim ecmain” buyurdular ki;
Bir haramdan sakınmanın sevabı, bir farzı yapmanın sevabından kat kat çoktur. Haramdan sakınmak, farzı yapmaktan önce gelir. Zararlardan kaçmak, iyi, faydalı şeyleri yapmaktan daha önce gelir. Mekrûhtan sakınmak, sünnet işlemekten önce gelir. Günahtan kaçmak ibadet yapmaktan önce gelir. Haram işleyerek farz yapılmaz. Farzla haram bir araya gelince, yani farzı işlerken haram işlemek mecburiyeti olunca, haram işlememek için farz, duruma göre terk veya tehir edilir. Üstünde çok necaset bulunan kimse, avret yerini açmadan veya başka bir sebeple temizlemesi mümkün değilse, başka elbisesi de yoksa o haliyle kılar, çıplak kılmaz. Temiz elbise bulduktan sonra da artık o namazı iade etmez. Hatta temizleme imkânı olsa; ama yanında yabancılar varsa, temizlemeden namazını kılar. Çünkü başkalarının yanında avret yerini açmak yasak, necaseti temizlemek ise emirdir. Emir ile yasak bir araya gelince, yasaktan kaçılır. Yani avret yeri açılmaz.