Burhâneddin İbn-i Müflih “rahmetullahi aleyh” Hanbelî fıkıh âlimidir, buyurdular ki;
Bir kimse yapılması vâcib olanı yapmasa veya yapılmaması lâzım geleni yapsa, Allahü teâlânın tayin ettiği hududu aştığı için âsî ve günahkâr olur. Resûlullah Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) ümmetinden sünnetini işlemediği için intikam almaz, ümmetinin cezalandırılmasını istemez. Allahü teâlânın emirleri ve yasakları böyle değildir. Allahü teâlânın, insanların aklının alamayacağı emir ve yasakları çoktur. Bunlar, Allahü teâlânın mekridir. Bu mekrden kurtulmak için Resûlullahtan gelen emir ve yasaklara uymak lâzımdır…
Her insanın yanında bir melek bir de şeytan bulunur. Hayırlı düşünce ve ilhamlar melektendir. Kalbe gelen düşünceler dine muhalif ise, şeytanın iğvasından kalbe üfürdüğü vesveselerindendir. Melekler helâl yola davet eder, mübaha davet etmez. Şeytan ise harama da davet ettiği gibi mübaha da davet eder. Çünkü mübah sebebiyle hile yaparak, günah işletmeye sevk eder.