Alî Râmitenî hazretleri “rahmetullahi aleyh” buyurdu ki;
3-
Allahü teâlâ katında sevgili bir kul olabilmenin on şartı vardır. Bunlar:
Beşinci şart: Allahü teâlâyı çok hâtırlamak, ismini çok söylemekdir. En fazîletli olan zikr, “Lâ ilâhe illallah”dır. Lâ ilâhe illallah diyen kimse ihlâs sahibi olur. İhlâs; bütün işlerini Allahü teâlâ’nın rızâsı için yapmak, dünyâya ait mal ve makâmlardan hevesini kesip, âhıreti istemektir. İhlâslı kimse; “İlâhî! Benim maksudum sensin, senin rızânı istiyorum!” der. Nitekim Resûlullah efendimiz “aleyhissalâtü vesselâm”, “Lâ ilâhe illallah” demenin çok fazîletli olduğunu ve söyleyenin günâhlarının afv edileceğini buyurdu. Allahü teâlâ, Kur’ân-ı kerîmde, Ahzâb sûresinin kırkbirinci âyet-i kerîmesinde meâlen; (Ey îmân edenler! Allahı çok zikr ediniz!) buyurdu. Nefsin arzû ve isteklerinden kurtulmak için devâmlı zikr etmelidir.
Altıncı şart: Hâtıra, yani kalbe gelen şeytânî ve nefsî düşüncelerden kurtulmaktır. İnsanın kalbine gelen düşünceler dört kısımdır. Bunlar; Rahmânî, melekî, şeytânî, nefsîdir.
Beşinci şart: Allahü teâlâyı çok hâtırlamak, ismini çok söylemekdir. En fazîletli olan zikr, “Lâ ilâhe illallah”dır. Lâ ilâhe illallah diyen kimse ihlâs sahibi olur. İhlâs; bütün işlerini Allahü teâlâ’nın rızâsı için yapmak, dünyâya ait mal ve makâmlardan hevesini kesip, âhıreti istemektir. İhlâslı kimse; “İlâhî! Benim maksudum sensin, senin rızânı istiyorum!” der. Nitekim Resûlullah efendimiz “aleyhissalâtü vesselâm”, “Lâ ilâhe illallah” demenin çok fazîletli olduğunu ve söyleyenin günâhlarının afv edileceğini buyurdu. Allahü teâlâ, Kur’ân-ı kerîmde, Ahzâb sûresinin kırkbirinci âyet-i kerîmesinde meâlen; (Ey îmân edenler! Allahı çok zikr ediniz!) buyurdu. Nefsin arzû ve isteklerinden kurtulmak için devâmlı zikr etmelidir.
Altıncı şart: Hâtıra, yani kalbe gelen şeytânî ve nefsî düşüncelerden kurtulmaktır. İnsanın kalbine gelen düşünceler dört kısımdır. Bunlar; Rahmânî, melekî, şeytânî, nefsîdir.
Hâtır-ı rahmânî; gafletten uyanmak, kötü yoldan doğru yola kavuşmaktır.
Hâtır-ı melekî; ibâdete, tâ’ate rağbet etmektir.
Hâtır-ı şeytânî; günâhı süslemektir.
Hâtır-ı nefsî de; dünyâyı talep etmek, istemektir. Şeytânî ve nefsî düşüncelerden kurtulmak icap etmektedir.
Hâtır-ı melekî; ibâdete, tâ’ate rağbet etmektir.
Hâtır-ı şeytânî; günâhı süslemektir.
Hâtır-ı nefsî de; dünyâyı talep etmek, istemektir. Şeytânî ve nefsî düşüncelerden kurtulmak icap etmektedir.
– devamı var –