Hasen ibn-i Rahhâl “rahmetullahi aleyh” hazretleri Mâlikî fıkıh âlimidir, buyurdular ki;
Allahü teâlâ, bir hadîs-i kudsîde buyurdu ki: “Hangi kul olursa olsun, belâ geldiği zaman, kullara koşar da, onlardan yardım dilerse, bütün yüce sebepler onun elinden çıkar. Bundan sonra, o nefsinin elinde perişan olur. Bir kimse, belâya düçâr olduğunda, halkı atar da, bana koşarsa, o istememiş olsa bile, her arzusunu yerine getiririm. Bana duâ etmeye kalkmadan, her ihtiyâcını bilir veririm.”
Bir rivâyete göre, Allahü teâlâ, Hazreti Davud’a (aleyhisselâm) vahyetti ki: “Ey Dâvüd! Kullarımdan herhangi biri, yaratmış olduklarımı bir yana atıp bana sığınırsa, bu hâlinden dolayı, yedi kat semâ ve içindekiler, yedi kat yer ile içindekiler o kimseye düşman olsalar, yine de onun için bir kurtuluş yolu açarım, izzetime ve celâlime yemîn ederim ki, bu böyledir. Yine izzetime, celâlime ve azametime yemîn ederim ki, bir kimse beni bırakır da, mahlûkâtımdan herhangi birine gönül bağlarsa, bütün sebep yollarını keserim. Kalbini, hırs ve içinden çıkılmaz meşgûliyetlerle doldururum. Ömrü, dünyânın ömrü kadar da olsa, bitirip tüketemiyeceği ümitlerle doldururum.”