[Tirmüzî ve Ebû Dâvüdün “rahime-hümallah” bildirdikleri] hadis-i şerifte, (Cennete gidecek olanları haber veriyorum, dinleyiniz! Zayıftırlar, güçleri yetmez. Birşey yapmak için yemin ederlerse, Allahü teâlâ, bu[müslüman]ların yeminlerini, muhakkak yerine getirir. Cehenneme gidecek olanları bildiriyorum, dinleyiniz! Sertlik gösterirler. Acele ederler. Kendilerini üstün görürler) buyuruldu.
[Tirmüzî ve Ebû Dâvüdün “rahime-hümallah” bildirdikleri] hadis-i şerifte, (Bir kimse ayakta iken kızarsa, otursun. Oturmakla geçmezse yatsın!) buyuruldu.
[Taberânî, Beyhekî ve İbni Asâkirin “rahime-hümullah” bildirdikleri] hadis-i şerifte, (Sarı sabır maddesi balı bozduğu gibi, kızgınlık da îmanı bozar) buyuruldu.
[Beyhekî ve Ebû Nu’aymın “rahime-hümallah” bildirdikleri] hadis-i şerifte, (Allah için aşağı gönüllü olanı, Allahü teâlâ yükseltir. Bu, kendini küçük görür. Fakat, insanların gözünde büyüktür. Bir kimse, kendini başkalarından üstün tutarsa, Allahü teâlâ onu alçaltır. Herkesin gözünde küçük olur. Kendini yalnız kendisi büyük görür. Hattâ köpekten, domuzdan daha aşağı görünür) buyuruldu.
[Beyhekînin “rahime-hullah” bildirdiği] hadis-i şerifte, (Mûsâ bin İmrân “alâ nebiyyinâ ve aleyhissalevâtü vetteslîmât”, Yâ Rabbî! Kullarının en kıymetlisi kimdir? dedikte, gücü yettiği zaman afv eden [müslüman kimse]dir, buyuruldu) buyurdu.