(İstigfâr) etmek, günâhların örtülmesini istemekdir. (Tenzîh) kelimesini okumak ise, günâhların yok olmasını istemekdir. O nerede, bu nerede? (Sübhânallah) şaşılacak bir kelimedir. Söylemesi çok kısadır. Ma’nâları ve fâideleri ise pekçokdur.
(Tahmîd) kelimesini çok okumakla, Allahü teâlâya şükr edilmiş olur. Onun verdiği ni’metlerin şükrü yapılmış olur.
(Tekbîr) kelimesi, Allahü teâlânın, kulların yapdığı şükrlerden çok yüksek olduğunu, Ona yakışan şükr yapılamıyacağını göstermekdedir. Çünki, Ona yapılan istigfârlar, afv dilemekler için de, çok istigfâr etmek lâzımdır. Ona yakışan hamd, ancak Onun tarafından yapılabilir. Bunun içindir ki kendisi, Sâffâti sûresinin son âyetinde, (Sübhâne Rabbike Rabbil’izzeti…) buyurmuşdur. Kendini hesâba çekmek istiyenler, bu âyet-i kerîmeyi çok okumalıdır. Böylece istigfâr ve şükr etmiş olurlar. İstigfâr ve şükr edemediklerini de ve kusûrlarını da bildirmiş olurlar. Yâ Rabbî! Bizim kusûrlu, bozuk olan düâlarımızı, tevbelerimizi kabûl buyur! Sen herşeyi işitir ve bilirsin. Efendimiz, yüce Peygamberimiz Muhammed aleyhisselâma ve onun Âline ve hepsi temiz, seçilmiş olan Eshâbının herbirine salât ve selâm olsun “sallallahü teâlâ ve selleme aleyhi ve alâ Âlihi ve Eshâbihi ecma’în”! Allahü teâlâ hepsine bereket versin!
[Bu âyet-i kerîmeyi okurken hiçbir yerini değişdirmemeli, (Rabbike) kelimesi yerine (Rabbinâ) dememelidir. Böyle bozarak okumanın câiz olmadığı (Se’âdet-i Ebediyye) kitâbının üçyüzdoksanikinci [392] sahîfesinde uzun yazılıdır].