CUM’AYA DÂİR
2
– dünden devam –
(Hindiyye) fetvâsında diyor ki, (Hür, sağlam ve seferî olmıyan erkeklerin Cum’a nemâzı kılmaları farz-ı ayndır. Seferde olana ve hastaya ve kadınlara Cum’a nemâzı kılmak farz değildir. Şiddetli yağmur ve hükûmet adamının zulmünden korkanlara da farz olmaz. Âmir, kumandan ve iş veren, emrinde olanı Cum’a nemâzından men’ etmez. O kadar zemânın ücretini kesebilir. Fâsık olan imâm Cum’a kıldırırsa, buna mâni’ olamıyanın buna uyması, bunun için Cum’a nemâzını terk etmemesi lâzımdır denildi. Başka nemâzlarda, sâlih imâmın kıldırdığı câmi’e gitmeli, fâsık imâm arkasında kılmamalıdır. Her kadının, herhangi bir nemâzı cemâ’at ile kılmak için câmi’e gitmeleri mekrûhdur.)
Bir kimse, imâma, Cum’a nemâzının ikinci rek’atının rükû’unda yetişse, imâm-ı Muhammede göre “rahime-hullahü teâlâ”, öğle nemâzını kılar. İmâm-ı a’zama ve imâm-ı Ebû Yûsüfe göre “rahime-hümallahü teâlâ”, teşehhüdde dahî yetişse, Cum’ayı kılar. Ve hatîb efendi hutbe okurken, bir kimse nâfile kılsa, iki rek’at kılar, ziyâde kılmaz. Ve eğer, Cum’a sünneti ise, iki rek’at kılar da mı selâm verir, yoksa dört rek’ati tekmil eder mi? Bu husûs, ihtilâflıdır. Esah olan, dört rek’ati temâmlar.
– devamı var –