TEHEVVÜR – 7
Harâm işliyeni görünce, gadaba gelmek, iyidir. Din gayretinden ileri gelir. Fekat, kızınca aklın ve islâmiyyetin dışına taşmamak lâzımdır. Ona, kâfir, münâfık, deyyûs ve diğer fuhş, çirkin şeyler söylemek, harâm olur. Söyliyenin ta’zîr edilmesi, cezâlandırılması lâzım olur. Harâm işliyeni görenin, buna câhil veyâ ahmak demesine izn verilmiş ise de, yumuşak, tatlı söyliyerek nasîhat vermek, iyi olur. Hadîs-i şerîfde, (Allahü teâlâ, her zemân yumuşak söylemeği sever) buyuruldu. Harâm işliyeni, kanûnlara karşı geleni, hükûmet me’mûrunun, polisin güç kullanarak men’ etmesi lâzımdır. Fekat, lüzûmundan fazla dövmesi, işkence yapması, zulm olur, günâh olur. Devlet me’mûru yoksa, gücü yetenin de men’ etmesi, ta’zîr etmesi lâzım olur. Ölüm, evini yıkmak cezâları, ancak hükûmet ve hâkim tarafından yapılır. Lüzûmundan fazla cezâ yapmak, zulm olur. Muhtesiblerin ya’nî emr-i ma’rûf ve nehy-i münker yapan hükûmet me’mûrlarının işkence yapmaları harâmdır.
Gadabın mukâbili, karşılığı hilmdir. Hilm, gadabını yenmekden dahâ efdaldir. Hilm, gadaba gelmemek demekdir. Aklın çokluğuna alâmetdir. Hadîs-i şerîfde, (Gadaba sebeb olan şey karşısında hilm göstereni, Allahü teâlâ sever) ve (Allahü teâlâ, hayâ ve hilm ve iffet sâhiblerini sever. Fuhş söyliyenleri ve sarkıntılık yaparak dilenenleri sevmez) buyuruldu. İffet, başkasının malına göz dikmemekdir. Fuhş, çirkin, ayb şeylerdir. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”, (Yâ Rabbî! Bana ilm ve hilm ve takvâ ve âfiyet ihsân eyle!) düâsını çok söylerdi.
– devamı var –