KİBR – 18
Yalnız olarak yürümeyip, arkasından başkalarının da gelmesini istemek, yâhud kendisi hayvân üstünde, talebelerinin yerde gitmelerini sevmek de kibr alâmetidir. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”, Medînenin Bakî’ kabristânına gidiyordu. Birkaç kişi görüp, arkasından geldiler. Durarak öne geçmelerini emr buyurdu. Arkalarından yürüdü. Sebebi soruldukda, (Ayak sesini işitdim. Kalbime kibrden bir zerre gelmemesi için böyle yapdım) buyurdu. Kendisine kibr gelmez. Eshâbına ders vermek için böyle yapdı. Ebü’dderdâ “radıyallahü teâlâ anh” diyor ki, kibrli kimsenin arkasında yürüyenlerin sayısı artdıkca, bunun Allahü teâlâdan uzaklaşması da artar.
Üzerinde hakkı bulunanları, ya’nî tanıdıklarını ziyâret etmemek de kibr alâmetidir. Kendinden aşağı olanları ziyâret etmek tevâdu’ alâmetidir.
Yanına başkasının oturmasını istememek ve hastalarla birlikte oturmamak, evinin işini yapmamak, evine lâzım olan şeyleri satın alıp evine getirmemek ve kullanılmış elbisesini tekrâr giymek istememek, hep kibr alâmetidir. İş başında iş elbisesi giymek istememek de, böyledir. Fakîrlerin da’vetine gitmeyip, zenginlerin da’vetine gitmek de tekebbürdür. Akrabâsının ve çocuklarının muhtâc oldukları şeyleri te’mîn etmemek ve doğru sözü kabûl etmeyip münâkaşa etmek, kusûrunu, kabâhatini bildirenlere teşekkür etmemek, herkesin yanında olursa riyâ olur. Hem yalnız iken, hem de başkalarının yanında yaparsa, kibr olur.
– devamı var –