– dünden devam –
Evliyânın büyüklerinden tesavvufun reîslerinden olan seyyid Abdülkâdir-i Geylânî “kuddise sirruh” hazretleri, dörtyüzyetmişbir yılında Îrânda Geylân şehrinde tevellüd, 561 [m. 1166] senesinde Bağdâdda vefât etdi. Yanında Seyyid Ahmed Rıfâ’î ve birçok talebesi olduğu hâlde, birgün Dicle nehri kenârında oturmuşlardı. Konuşurlarken kendisinden hâsıl olan kerâmetler, dinleyicileri hayran bırakıyordu. Bunlardan birisi şaşkınlıkla, medh edici bir söz kaçırınca, Abdülkâdir-i Geylânî hazretleri nefsini kırmak için, (Dünyâda, benden aşağı bir müslimân bulunacağını sanmam) buyurarak, oradakileri gaflet uykusundan uyandırmışlardır. Ahmed Rıfâ’î hazretleri beşyüzoniki yılında Basra ile Vâsıt arasında (Ümm-i Ubeyde) köyünde tevellüd, 578 [m. 1183] senesinde, orada vefât etmişdir. Görülüyor ki, kibr, gurûr kötü birşeydir. Tevâzu’ iyi, güzeldir. Bütün Peygamberler, her işlerinde, tevâzu’ göstermişdir. Eshâb-ı kirâmın hepsi de, elbette böyle idi.
Sesli Kitap | Hakîkât Kitâbevi | Huzur Pınarı