Sevgili Peygamberimiz buyuruyorlar ki; ” Akıllı kimse, nefsine uymaz ibadet eder. Ahmaksa nefsine uyar sonra da Allahü tealadan rahmet bekler.”
Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki; “Kıyamet günü terazi kurarız, o gün hiç kimseye zulüm edilmez. Herkesin yaptığı zerre kadar iyilik ve kötülüğü meydana çıkarıp teraziye koyarız, herkesin hesabını yapmaya yetişiriz”
Peygamber Efendimiz de buyurdu ki; “Akıllı kimse günü dörde ayırır. Birincisinde, yaptıklarını ve yapacaklarını hesap eder. İkincisinde, Allahü tealaya münacaat eder, yalvarır,. Üçüncüsünde, bir işte çalışıp helal para kazanır. Dördüncüsünde, istirahat eder ve mubahlarla kendini eğlendirir, haramlardan kaçınır”
İslam âlimlerinin en büyüklerinden İmam-ı Rabbani Hazretleri buyuruyor ki; “Peygamberlerin gönderilmesi, islamiyetin emirleri, yasakları hep nefsi kırmak, ezmek içindir. Onun taşkınca isteklerini önlemek içindir. İslamiyete uyuldukça nefsin istekleri azalır, bunun içindir ki, islamiyete uymak nefsin isteklerini yok eder.” Nefsin zararını önlemek için iki yol vardır: Bir, ona uymamak, onun arzularını yapmamaktır, buna riyazet çekmek denir. Riyazet, vera ve takva ile olur. Takva, haramlardan sakınmak, vera, haramlarla birlikte mubahları ihtiyaçtan fazla kullanmaktan da sakınmaktır. İki, nefsin istemediği şeyleri yapmaktır, buna mücahede denir. Bütün ibadetler mücahededir. Bu iki cihat, nefsi terbiye eder, insanı olgunlaştırır, ruhu kuvvetlendirir, salihlerin yoluna kavuşturur. Allahü teala kullarının ibadetlerine muhtaç değildir, onların günah işlemesi ona hiç zarar vermez, nefsi terbiye için bunları emretmiştir. İmam-ı Rabbani hazretleri yine buyuruyor ki; “Evliyanın çoğu her gece yatacağı zaman, o gün yapmış olduğu işlerini, sözlerini, hareketlerini, hareketsizliklerini, düşüncelerini, her birinin niçin olduğunu anlarlar, kusurlarını ve günahlarını temizlemek için tövbe ve istiğfar ederler, Allahü tealaya boyun bükerler, yalvarırlar. İbadetlerini ve iyiliklerini de Allahü tealanın hatırlatmasıyla ve kuvvet vermesiyle olduğunu da bilirler, bunun için Hak tealaya hamd ve şükür ederler.”
Muhyiddin-i Arabi hazretleri, kendini böyle muhasebe edenlerden biriydi. “Ben kendimi hesaba çekmekte meşayıh-ı kiramın hepsinden ileri gittim; niyetlerimi, düşüncelerimi de hesaba kattım”, buyurdu. Her gece yatarken yüz defa Sübhanallahi velhamdülillahi ve la ilahe illallahü vallahü ekber okuyan kimse, yüz defa tesbih, tahmid ve tekbir söylemiş olur. Böylece muhasebe yapmış, kendini hesaba çekmiş olur. Tesbih subhanallah, tahmid elhamdülillah, tekbir de Allahü Ekber demektir. Tesbih söylemek tövbenin anahtarıdır. İnsan bunu çok okumakla kusurlarının, günahlarının affedilmesini istemiş olur.
Yazının tamamının ses dosyasını dinlemek için lütfen tıklayınız efendim…