Hakiki mü’min, eğer Büyüklerin ruhlarından istifâde ediyorsa, bunun alâmeti; dünyâyı hayal görmesidir. Eğer dünyânın hayal olduğunu görebiliyorsa, Büyüklerden istifâde edebiliyordur. Onu hâlâ dünyâ cezp ediyorsa, dünyâyı hâlâ dağlarıyla, ovalarıyla, şehirleriyle şatafatlı görüyorsa, bir sakatlık var ortada. Bir cereyan kaçağı var.
Cenâb-ı Hâk, malın kırkda birine çık emrini vermiş. O muhakkak çıkacak, hastalıkla da çıkar, ama o mal fazlasını götürüyor, hep o, kırkda birden mal isyan etmez.
Allah “celle celalühü”, dünyayı sıkıntı için yaratmış, âhıreti ferahlık için yaratmış. Dünyâ kelâmı sıkıntı veriyor, âhıret kelâmı ferahlık veriyor.