Bir mümin, Tam İlmihal’i okuyor, hele hele bir de içindekileri yapıyorsa, bunun iki alâmeti vardır. Bir; insanın ilmi arttıkça tevazûu artar, daha alçak gönüllü olur. İlmi arttıkça daha tevazû sahibi olur. İlmi arttıkça, kendisinden artık utanır hale gelir. İlmi arttıkça, Allahü teala’ya yakınlığı artar. İlmi arttıkça ölüm halleri artar. Yani ilmin artması, âhirete yaklaşması, Cenab-ı Hakka yaklaşmasıdır. Mübarek Hocamız buyurdular ki; “Hatta aslanın ağzındaki yem gibi olur”. Ağzını kapatsa öldü. O kadar kendilerini korku içinde hissederler, Allahü teala’nın haşmeti, büyüklüğü yanında. Neden? İlimle tanıyorlar çünki, tanımaya doğru gidiyorlar. Allahü teala Kur’ân-ı kerim’de mealen buyuruyor ki; ” Âlimler, Allah’tan çok korkanlardır.” Bir de Tam İlmihal’in içindekileri yapıyorsa, onun da bir alâmeti var. O da tasavvuftur, yani evliyalık basamaklarıdır. Evliyalığın nihayet en son basamağı, tek kelime ile; hiç kimseyi incitmemektir. Çikolata gibi olur, kaymak gibi olur, bal gibi olur, hatta su gibi olur. Herkes onu bir an görmek ister, herkes onunla bir an beraber olmak ister.”
Pınardan Damlayanlar – 676
