Hâşâ zulmetmez kuluna hüdası, herkesin çektiği kendi cezası. Onun için ne yaparsanız kendinize yaparsınız. İyilik yaparız kendimize yaparız, kötülük yaparız kendimize yaparız. Severiz, kendimize yaparız. Sevmeyiz, kendimize yaparız. Kızarız, kendimize yaparız. Bir mübarek zat öyle buyuruyor; Allahü tealanın size nasıl muamele etmesini istiyorsanız siz de Onun kullarına öyle muamele edin. İnsanın en büyük dostu Allah, en büyük düşmanı nefsidir. İnsan dostla düşman arasında gidip gelmektedir. Biraz öyle, biraz böyle ama en sonda çizginin ne tarafında ise orasıdır. O bakımdan daima Allahü tealaya yalvarmak lazım ki; Allahümme yâ mukallib-el-kulûb, sebbit kalbî alâ dînik. Ey kalpleri iyiden kötüye, kötüden iyiye, doğudan batıya, batıdan doğuya çeviren Rabbim. Benim kalbimi senin razı olduğun yerde sabit kıl. Çok önemli! Bu kalp dönektir. Ve bu kadar çok tehlikeli, çok dönek olan, insanı her an felakete götürebilecek olan bu kalbe nasıl güvenebiliriz. Çünki, fırıldak gibi dönüyor. Hani civa durmaz ya yerinde, kayar gider… İnsanın kalbi de böyledir, bulunduğu yere çabuk intibak eder. Onun için büyüklerimiz buyuruyorlar ki; Eğer kurtulmak istiyorsanız kurtulanlarla beraber olun ki kurtulabilesiniz. Takdir-i ilahi tabii…
Pınardan Damlayanlar – 707
