Çok zâlim, çok kötü, çok fâsık bir vali varmış. Zulm ediyormuş. Adam bakmış ki, kurtulması mümkün değil, Yemen’de çok mübarek bir zâtın kabrinin dibinden yer satın almış. İsmini yazdırmış, cismini yazdırmış; ben ölünce beni buraya gömeceksiniz, demiş. Ölünce de bunu oraya gömmüşler. Melekler gelmiş, apar topar Cehenneme götüreceklerken, mübarek zât, ne yapıyorsunuz, demiş. Efendim, biz emir kuluyuz. Bu adamın defteri bozuk. Dünyada yaptığı da hesaba kitaba sığmaz. Onun için götürmek zorundayız, demişler. Mübarek zât, bir kağıt çıkarıp meleklere göstermiş. Kağıttaki yazı: Seni, seni sevenleri ve kabrinin civarındakileri afv ettik. Yanımda yatıyor, dokunamazsınız, demiş. Melekler selam verip gitmişler. Netice: Kurtuluş yine bunlarda. Bunların kabirlerinin yanında olmak bile büyük bir seadet.
Pınardan Damlayanlar – 719
