Mevlana Halid-i Bağdadi hazretleri “kuddise sirruh”, Kabe-i muazzamaya giderken, yolda ne zaman bir âlim zât görse, onun yanında birkaç gün kalırmış. Yüzlerce büyük zata uğrayarak, aylarca yol giderek Kâbe’ye gelmiş. Yolda uğradığı yaşlı bir zât demiş ki; Kabe-i muazzamaya gittiğin zaman dinimize muhalif bir hareket göreceksin, hemen itiraz etme, birşey söyleme, belki bir sebebi vardır… Kabe-i muazzamaya gidince mübarek, Kabe’nin karşısında oturuyor, başlıyor dua etmeye, ibadet yapmaya,.. Esmer bir vatandaş sırtını Kabe’ye dayamış, Mevlana Halid hazretlerine bakıyor. Mevlana Halid hazretleri gözünü açar açmaz bakıyor ki, Kabe’ye sırtını dayamış birisi, kendini seyrediyor, demiş ki; “efendi, efendi…! kendine gel, Allahdan kork, bütün dünyanın yüzü bu tarafa bakıyor, herkes Kabe’ye karşı ibadet yapıyor, sen sırtını dayamış başka yere bakıyorsun.”.. O zat demiş ki; “acelen ne, sana yolda, Kabe’de dine muhalif bir hareket görürsen hemen itiraz etme, demediler mi?”, “evet dediler, bunun hikmeti nedir”, deyince, “senin kalbin Kabe’den bin kat daha kıymetli. Kâbe, evet İbrahim aleyhisselamın yaptığı, Allahü tealanın çok kıymet verdiği bir yer ama senin kalbini Rabbim kendi kudretiyle yaptı, bu kul yapısı değil, Allah yapısı. Bırak da doya doya seyredeyim, kul yapısı olan Kabe’ye sırtımı döndüm fakat Allah yapısı olan senin kalbine yönümü döndüm, senin zikreden kalbini seyrediyorum” demiş. Mevlana Halid hazretleri hemen gitmiş eline ayağına kapanmış, demiş ki “efendim, siz herhalde bu asrın büyük zatısınız, mürşidisiniz. Bizi lütfen kurtarır mısınız, bize himmet edin, dua edin”. O zat demiş ki “senin kabiliyetin o kadar büyük ki, bizimkiler sana yetişemez. Sen git Hindistan’a, oradakiler seni bekliyorlar” buyurmuş. Ondan sonra Mevlana Halid hazretleri, kendi memleketine dönüyor ve bu sefer Hindistan’dan Abdullah-ı Dehlevi hazretleri talebesini gönderiyor Mevlana’ya, haber gönderiyor, Mevlana’yı bekliyoruz ne zaman gelecek diye. Ve mübarek, hocasına saygı ve edebe bakın ki, Şam’dan Hindistan’a kadar vasıtaya binmiyor. Yaya gidiyor, bir senede, yürüye yürüye… Âşıklar mazurdur, onların hareketleri bazen böyle hesap dışı olabilir. Giderken bazıları göndermemek için diyorlar ki, Hindistan küfür diyarıdır, gitmeyin. Mevlana Halid hazretleri de buyuruyor ki; “âb-ı hayat zulumatda bulunur”.