Mevlana Celâleddîn-i Rumi “kuddise sirruh” hazretleri talebesinin birine bir lira para vermiş, bana bir ekmek al demiş. O da ekmeği almış, hocasına vermiş. Hocası; tamam sen işine bak demiş, sonra yola çıkmış, bu da peşinden gitmiş. Mevlana Celâleddîn-i Rumi hazretleri bir mağaraya gitmiş, orada bir köpek yavrulamış. Bakmış açlıktan ölecek, suya batırıp batırıp yedirmiş. Tam çıkacakken talebesiyle karşılaşmış. Talebe; Bunda bir hikmet var, onu bana söylermisiniz demiş. O da; bir hadis-i şerif söylemiş. Hadis-i şerifte Peygamber efendimiz ‘aleyhissalatü vesselam’ buyuruyorlar ki; Allaha yemin ederim ki, Allahü tealanın mahluklarına kim merhamet ederse, Allah ona merhamet eder. Merhameti olmayana Allah merhamet etmez. Merhamet, imandandır. Onun için, bu din merhametle bugüne kadar gelmiştir. Acımayana acımazlar. Birgün Peygamber efendimiz ‘aleyhissalatü vesselam’ torunlarını öpüyormuş, birisi de orada duruyormuş. Ya Resulallah, ben ömrümde ne çocuklarımı, ne torunlarımı öpmedim, demiş. Buyurmuşlar ki; Merhametli olana, Allah merhamet eder.