Allahü teâlâ, kullarına merhamet etdiği zeman, Mürşid-i kâmil çok bulunur ve tanınmaları kolay olur. Kıyâmet yaklaşdıkca, Allahü teâlânın kahrı, gadabı dahâ çok zuhûr edecek, Mürşid-i kâmiller azalacak, tanınmayacaklardır. Câhiller, sapıklar, zındıklar, din adamı olarak ortaya çıkacak, insanları aldatacak, felâkete sürükliyecekler. (Kâtı’ı târîk-ı ilâhî) olacaklardır.
Böyle karanlık zamanlarda îmânı ve islamiyet bilgilerini, Ehl-i sünnet âlimlerinin kitâblarından öğrenenler kurtulacak, câhillerin, mezhebsizlerin yazdıkları uydurma din kitâblarının yaldızlı, heyecanlı kelimelerine aldananlar, doğru yoldan kayacaklardır. Böyle zemanlarda kalbin çabuk temizlenmesi ve zikre başlaması için, tanınmış, şöhret kazanmış eski mürşidlerden birini her yerde ve nemâzdan başka her işde ve her hâlde göz önünde düşünüp, onun kalbine Resûlullahdan “sallallahü aleyhi ve sellem” akıp gelmiş olan feyzlerden, kendi kalbine akmasını dilemelidir. Mürşid-i kâmilin, Resûlullahın vârisi olduğunu, Allahü teâlânın onun kalbine, her ân, merhametle tecellî etdiğini düşünmelidir.