Mevlâna Halid-i Bağdadi hazretleri, “Hak kapısında ehil ve nâ ehil beraberdir” buyuruyor. Dünyada iken birbirini sevenler aynı yerde haşrolunca, bunların arasında cennete giden biri bulunursa onun hatırına, o toplulukta bulunanların hepsini de avf edip, sen ehil değilsin deyip geri çevirmezlermiş… Bu bizim için büyük bir müjdedir…. Dünyada bile bir insan hakkında karar vermek için arkadaşlarına bakılır, kimlerle beraber olduğuna bakılır… O halde, Kim olduğumuz değil, kiminle olduğumuz önemlidir.
Müşrikler Peygamberimize “aleyhissalatü vesselam”, Hak Peygamber olduğunu madem iddia ediyorsun, bir bela gelsin de görelim dediler. Peygamberimiz buyurdu ki: “Aranızda ben varım, ben varken bela gelmez.” Büyükler buyuruyorlar ki: “Âlimler, Peygamberimizin vârisidirler. Vâris her konuda vâris olduğu için, onların bulunduğu yere de umumî belâ gelmez”. O büyüklerin bulunduğu yerler mânevî sığınaktır. Peygamber efendimizin vârisi olan bu müstesna zâtlar, her konuda olduğu gibi, bu hususda da bizim için büyük nimetdirler. Nasıl ki gece karanlığında yıldızlar gökyüzünde parlamaktadır, bu mübarek insanların bulunduğu yerler de, o şekilde parlamaktadır. Bu büyükleri sevenler, Onlar gibi olmağa çalışırlar, Onların ahlâkıyla ahlâklanmağa, Onlardan ilim öğrenmeğe çalışırlar, Onların halleriyle hallenmeğe çalışırlar. Dolayısıyla, dünyada iken o büyüklerin etrafı ahlak ve fazilet olarak yüksek insanlardan oluşan kültür ve medeniyetin zirve olduğu yerler olduğu gibi, O mübarek insanların etrafındaki sevenleri, ahiretde de beraber olurlar. Zira hadis-i şerifde buyuruluyor ki; “Dünyada iken birbirini sevenler, ahiretde beraber olurlar”. O halde, Kim olduğumuz değil, kiminle olduğumuz önemlidir.