PINARDAN DAMLAYANLAR…
Bayramlar, afva mağfirete uğrayıp günahlardan kurtulma günleridir. Allahü tealanın rızasına kavuşma günleridir. Dolayısıyla mü’minlerin sevinme günleridir. Mü’minlerin hakiki bayramı; günahlarının affedildiği gündür, îmânla öldüğü gündür, Cennette Allahü teâlânın rûyetine kavuştuğu ve Peygamber efendimizi (sallallahü aleyhi ve sellem) gördüğü gündür. Hakiki bayram, Rabbimizin huzuruna, yüz akıyla çıkabilmektir.
Huzur Pınarı ailesinin pek muhterem üyelerinin mübarek Ramazan-ı şerif bayramını ve Cuma gününü tebrik eder, bu bayramda hususi dualarınıza muhatab olmak isteğimizi arz ederiz efendim..
Resûlullah efendimiz “sallallahü aleyhi ve sellem”, Medînelilerin câhiliyye âdetlerinden kalma bayramları kutladıklarını görünce; (Allahü teâlâ size onlardan daha hayırlı iki bayram ihsân buyurdu) buyurarak, sevinç ve neş’e günlerini göstermiştir. (Ebu Davud).
1- Mü’minler, Ramazan Bayramında, Allahü teâlânın farz kıldığı Ramazan orucunu tutabildikleri için çok sevinirler, bunu bayram kabûl ederler.
2- Bayramlar her sene tekrar geliyor. Bu sevinçli gün tekrarlandığı için bayram denilmiştir.
3- Bayramda Allahü tealanın ihsânı bol oluyor. Bol bol ihsâna kavuşulduğu için bayram denilmiştir.
4- Bayram günü gelince sevinç ve neşe de geliyor. Üzüntüler unutuluyor. Bunun için bayram denilmiştir.
Bayramlar aynı zamanda az zahmetle bol kazanç günleridir.
Ebû Hüreyre hazretlerinin bildirdiği bir hadîs-i şerîfte Peygamber efendimiz, “Kim, Bayram günü, üçyüz defa “Sübhânallahi ve bihamdihi” der ve bunu müslümanların mevtâlarına hediye ederse, her kabre bin nûr girer. O kişi öldüğü zaman Allahü teâlâ o kişinin bin nûrunu da kabrine getirir” buyurdu.
Başka bir hadîs-i şerîfte de Peygamber efendimiz buyurdu ki: “Bayramlarınızı Tekbîr ile zinetlendiriniz, süsleyiniz.”
Allahü teâlâ, Cenneti ramazan bayramı günü yarattı. Tûbâ ağacı o gün dikildi.
Bayram günü sabah vakti olduğu zaman, Allahü teâlâ meleklere emreder. Onlar yeryüzüne inerler. Sokak başlarını tutarlar. İnsanlar ve cinlerden başka bütün mahlûkatın duyacağı bir sesle nidâ ederler. Derler ki; Ey ümmet-i Muhammed, kalkın! Cenab-ı Hak, büyük ihsânlarda bulunuyor, çok günâhları affediyor. Mü’minler bayram namazı kılmak üzere câmilere ve mescidlere toplandıkları zaman Allahü teâlâ meleklere hitap eder;
Melekler derler:
– Ücretinin ödenmesidir!
Şânı yüce olan Allahü teala buyurur:
– Sizi şahit tutuyorum. Ben onlara sevâb olarak rızâmı ve mağfiretimi verdim.
Tasavvuf büyükleri de, bir Müslümanın Allahü teâlânın emirlerine uyup, yasaklarından sakınarak, günâh işlemeden, harâm lokma yemeden geçirdiği günleri de bayram kabûl etmişlerdir.
Hazret-i Ali bir kalabalığı eğlence içinde görüp, böyle eğlenip neşelenmelerinin sebebini sorduğunda onlar, “Bugün bayramımızdır” dediler. Bunun üzerine hazret-i Ali de; “Günâh işlemediğimiz günler de bizim bayramımızdır” buyurdu.
Yine müslüman, rûhunu teslim (vefât) edeceği zaman rahmet meleklerini, Cennetteki ni’metleri görünce, onları görmenin zevkiyle can verme vakti de müslümanın bayramı olduğu bildirilmiştir.
Hakiki bayram, Rabbimizin huzuruna, yüz akıyla çıkabilmektir.