Rivâyet edilir ki, Abdülkâdir Deştûtî hazretleri “rahmetullahi aleyh” bir gün Sultan Kayıtbay ile birlikte otururken, Deştûtî’nin elbisesine sinekler konmuştu. Latife yoluyla Sultân’a dedi ki: “Şu sineklere söyle de, benim üzerimden gitsinler.” Kayıtbay dedi ki: “Efendim! Sinekler benim sözümden ne anlarlar. Ben onlara nasıl anlatabilirim?” dedi. Bunun üzerine Abdülkâdir Deştûtî hazretleri buyurdu ki: “Sen nasıl sultansın ki, sineklere dahî sözün geçmiyor?” Yanî, bunu söylerken nükte yolu ile; “Dünyâ sultanlığına güvenme. Bu her ne kadar yüksek görünüyor ise de, sineklerin bile kendisine itaat etmediği bu sultanlığa sultanlık denir mi? Buna aldanıp gurûrlanmamak lâzımdır” demek istedi.
Bundan sonra; “Ey sinekler, üzerimden ayrılınız” dedi. Bu söz üzerine sinekler üzerinden ayrılıp gittiler. Bu hâdiseden çok ibret alan Sultan Kayıtbay, hakiki sultanların bu büyükler olduğunu, onlara tâbi olmakla şereflenen bir çöpçünün, o büyükleri tanımak nasîb olmayan sultanlardan kat kat daha kıymetli olduğunu daha iyi anladı.