-HAYATINDAN KESİTLER-
Dahâ ilk sohbeti, ilk sözleri beni mest etmişti. Efendi hazretleri, İmâm-ı Rabbânî buyurduki,.. dediğinde İmâm-ı Rabbânî kim diye şaşırdım. Hiç işitmemiştim. Rabbânî deniliyor. Allahü teâlâ ile ilgili mi acaba dedim. Melek geldi aklıma. Cebimden not defterimi çıkardım, araştırmak için yazdım. Sonra dediki; “Mevlânâ Hâlid hazretleri o kadar yüksekdi ki, bütün kemâlât-ı nübüvveti câmi’ idi. Resûlullah efendimiz hâtem-ül enbiyâ olmasaydı, bir nebî daha gelmek câiz olsaydı, Peygamberlik devam etse idi, hiçbir şey eklemeden o haliyle peygamber olurdu. Bütün kemâlât-ı nübüvvet verilmiş, yalnız makam-ı nübüvvet verilmemişti. Allahü teâlâ Mevlânâ Hâlid hazretlerine paygamberlik makâmı haricinde her kemâlâtı vermişdir. Bütün nübüvvet evsafına câmi’i idi. Ya’nî Peygamberde bulunmakda olan ahlâk ve evsafının hepsi onda vardı. Yalnız bir noksan vardı ki, sadece peygamberlik makamı verilmemişdir, peygamber olmamışdır. Çünki Peygamberimiz, âhir zemân Peygamberidir. Ondan sonra peygamber gelmez. Onun için o peygamber olarak değil de, evliyâ olarak, âlim olarak gelmişdir. Tasavvuf yolunun en yüksek derecesinde, evliyaların en yüksek derecesindedir. O evliyâ da, asrlarda bir yetişir. İşte O Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretleri onlardandır. Kemâlât-ı nübüvvetin hepsi onda vardır.” buyurmuşdu. Mevlânâ Hâlid ismini de hiç duymamışdım. Buradaki kabrde yatan zâta, Hâlid bin Zeyd deniliyor. Herhâlde, bu türbedeki yatan zâtdan bahs ediyor diye düşünmüşdüm,ama Mevlana deyince tereddüt etdim,. Mevlana Halid isminide not defterime yazdım. Hep böyle yazdım defterime, sorayım bunları diye. (O defter hâlâ evde duruyor) (Efendi hazretlerinden işittiklerimden not aldıklarım defterler hepsi duruyor, fırsat olunca onları size okuyayım inşallah). Hiçbir şeyden haberim yokdu.
-devamı var-