-HAYATINDAN KESİTLER-
Fransız sefirinin Abdülhakim Efendi hazretlerini ziyareti:
1940 senelerinde birgün, Fransız sefiri, piyerloti kahvesine gelmiş. Dönerken kaşgari mescidini görmüş, burası nedir diye sormuş. Bir islâm âliminin yeri demişler. Sefir de merak etmiş, bir görelim şu âlimi demiş. Efendi hazretleri de bahçede imiş, karşılamışlar. Efendi hazretleri çay ikram etmiş. Konuşurlarken Efendi hazretleri, niye üzüntülü duruyorsun demiş. Nasıl üzülmeyeyim, Paris elden gitdi demiş. Alamanlar o târihlerde Paris’e girmişlerdi. Efendi hazretleri buyurmuş ki; “Paris neden gitdi sebebini biliyor musun” demiş. Sefir şaşırmış, ihtiyar bir hoca nerden bilsin, ben sefir olduğum halde bilmiyorum diye düşünmüş. Bilmiyorum, siz biliyor musunuz demiş. Efendi hazretleri de “Bunun sebebi meydanda” demiş. Sefir hepten şaşırmış. Efendi hazretleri “Paris’in elden gitmesinin, Fransız ordusunun mağlup olmasının sebebi, demokrasidir” demiş. “Eskiden Fransa krallıktı, krallar memleketinin sâhibi idi, babasıydı, memleket için çalışıyorlardı. Şimdi dört senede bir hükümet değişiyor, nasıl olsa gideceğim diyorlar, bunun için sahip çıkmadılar” demiş. Sefir; bravo çok doğru söyledin demiş. O günlerde Efendi hazretleri’ne gitdiğimde elimde gazete vardı. “Gazetende ne havadis var” dedi. Efendim Alamanlar Paris’e girmiş dedim. Cevabında ne buyurdu; yetmiş sene evvel de girmişlerdi çıkarıldılar, gene çıkarılırlar dedi. Hakikaten de çıkarıldılar. Orada dayanamadım, Efendim 1870’de tam yetmiş sene evvel Alaman Fransız harbi oldu, Alamanlar Paris’e girdi, sonra çıkarıldılar. Bunu lisede okumuştum, Siz bunu nerden biliyorsunuz dedim. Güldü mübârek, Ben de okumuştum dedi.
-devamı var-