-HAYATINDAN KESİTLER-
Evlenmeleri:
-2-
Kimi emr ederseniz onunla, dedim. Hoşuna gitdi tabii. Tekrar, ciddi mi söylüyorsun, buyurdu. Evet efendim, dedim. “Peki öyleyse sen Ziya beyin kızı Sireti alacaksın” buyurdu. Sordu bana, “Olur mu?” dedi. Elbet olur, tamam efendim dedim. Hiç unutmam. Bu benim için bir müjde oldu. Çünki, Ziya beyi Efendi hazretleri çok severdi. Bunu herkes de bilirdi. Hatta, Efendi hazretleri herzaman ona dua ederdi. Onun üzülmesini istemezdi. Ankaraya getirildiğinde bile evvela Ziya beye telefon edin, iyi olduğumu bildirin, “Tek üzüntüm, Onun üzülmesidir” demişti.
Ziya bey Karamürsel kumaş fabrikaları’nın müdürü idi. Efendi hazretleri; Ben konuşunca sana haber gönderirim” buyurdu. Efendim, ben merak ederim, gitmeden konuşsanız, dedim. Ertesi gün de gideceğim, bir günlüğüne gelirdim, bazan cumartesi gelirdim, pazar günü de dönerdim. “Ziya beyi çağır, gelsin” buyurdu. Vefa’da fabrikaya gitdim. Masanın üzerine birçok evrak çıkarmış, çalışıyordu. Efendi hazretleri sizi çağırıyor, dedim. Ziya bey korkdu, hayrdır inşaallah, bir şey mi oldu acaba, dedi. Size hayrlı haber verecek, neş’eliydi dedim. Sen git, ben de geliyorum, dedi. Ben Efendi hazretlerinin yanına gittiğimde, hemen arkamdan Ziya bey de içeri girdi. Efendi hazretleri bana, “Sen dışarı çık, Ziya beyle yalnız konuşayım” dedi. Sonra Efendi hazretleri bana dedi ki; “Ziya bey temâm diyor, bir de kızın annesiyle konuşayım, belki küçük der” dedi. Efendi hazretleri; “Ben sonra sana haber gönderirim” dedi. Efendim ben merak ederim, rahat edemem, ben gitmeden konuşsanız, dedim. “Peki” buyurdu. Fatih’deki eve geldik. Ben bu odada oturuyordum. Yan odada Efendi hazretleri Ziya beyle konuştu. Yalnız annesi, kızımız daha küçük, demiş. Efendi hazretleri de, küçük değil demiş. Sonra Ziya bey hanımına dedi ki, “Efendi hazretlerinin sözüne itiraz edilmez, ne derse o olur. Siret’i Hilmi’ye vereceğiz” dedi. Bu eve Efendi hazretleri, benim için Ziya beyin kızını istemeye geldi.
-devamı var-