Hocamız Hüseyin Hilmi Işık Efendi’nin “rahmetullahi aleyh” talebelerine yaptıkları nasîhatlerinden:
14-
Müslimânlar dışarıya karşı hürmet uyandırmalı. Temiz olarak, islâmiyyetin sınırları içinde zemânın âdetlerine uymalı, hattâ saç, sakal, bıyıkda bile buna dikkat etmeli. İslâmiyyetin vakârını korumak için bu ni’metleri dosta düşmana göstermek lâzımdır.
Allahü teâlâ bu hizmetlerden râzıdır, bu hizmetlere katılanlardan da râzıdır. Bir kişi bu hizmetlere gelmekde gevşek davranıyorsa, hatâyı kendinde arasın. Çok istigfâr etsin.
İslâmiyyetin garîb olduğu bir zemânda, kahhâr sıfatının tecellî etdiği bir zemânda, böyle, onun dîni için, aşk ile gayret eden, çalışan insanlara ne mutlu. Ne mutlu onun seçdiği müslimânlara! Cenâb-ı Hakkın bu ni’metine karşı çok şükr edin.
Allahü teâlâ ne buyuruyor: “Ni’metlerime şükr ederseniz artdırırım” buyuruyor. Bundan büyük ni’met olur mu! Onun yolunda çalışmak, onun dînine hizmet etmekden büyük ni’met olur mu! Bu ni’metin devâmı için şükr edeceğiz kardeşim. Rabbimize şükr edeceğiz. Şükrün dereceleri var. Evvelâ, bizi bu hizmete sürükleyen kuvvetli îmânımıza şükr edeceğiz. Îmâna nasıl şükr edilir! Âyet-i kerîmeler bunu bildiriyor. Diyor ki, “Ey mü’minler, ey îmânla şereflenenler, bu ni’metin şükrünü îfâ edebilmek için birbirinizi seviniz.” Ananızdan, babanızdan, kardeşinizden daha çok seviniz. Hele, onlar da bu yolda ise, elbette onları da böyle seveceksiniz. Binâenaleyh kardeşim, bizi bu yola, bu hizmete sürükleyen îmân ni’metinin şükrünü îfâ etmek için hubb-i fillâh ile şerefleneceğiz. Birbirimizi seveceğiz.
Allahü teâlâ bu hizmetlerden râzıdır, bu hizmetlere katılanlardan da râzıdır. Bir kişi bu hizmetlere gelmekde gevşek davranıyorsa, hatâyı kendinde arasın. Çok istigfâr etsin.
İslâmiyyetin garîb olduğu bir zemânda, kahhâr sıfatının tecellî etdiği bir zemânda, böyle, onun dîni için, aşk ile gayret eden, çalışan insanlara ne mutlu. Ne mutlu onun seçdiği müslimânlara! Cenâb-ı Hakkın bu ni’metine karşı çok şükr edin.
Allahü teâlâ ne buyuruyor: “Ni’metlerime şükr ederseniz artdırırım” buyuruyor. Bundan büyük ni’met olur mu! Onun yolunda çalışmak, onun dînine hizmet etmekden büyük ni’met olur mu! Bu ni’metin devâmı için şükr edeceğiz kardeşim. Rabbimize şükr edeceğiz. Şükrün dereceleri var. Evvelâ, bizi bu hizmete sürükleyen kuvvetli îmânımıza şükr edeceğiz. Îmâna nasıl şükr edilir! Âyet-i kerîmeler bunu bildiriyor. Diyor ki, “Ey mü’minler, ey îmânla şereflenenler, bu ni’metin şükrünü îfâ edebilmek için birbirinizi seviniz.” Ananızdan, babanızdan, kardeşinizden daha çok seviniz. Hele, onlar da bu yolda ise, elbette onları da böyle seveceksiniz. Binâenaleyh kardeşim, bizi bu yola, bu hizmete sürükleyen îmân ni’metinin şükrünü îfâ etmek için hubb-i fillâh ile şerefleneceğiz. Birbirimizi seveceğiz.
– devamı var –