Enver abim buyurdular ki;
İnsan nasıl yaşarsa öyle ölür, nasıl ölürse öyle dirilir. Allah’ın dinine hizmet için yaşayalım. Yoksa, kendin için yaptığın, uğraştığın herşey boştur. Sıfırla uğraşan, sıfırdır. Gerçekle uğraşan, aziz olur. Gerçek, Allahü tealanın beğendiği şeylerdir. Allahü teala hepimize uymayı nasip etsin. Kıymetini bilmeyi nasip etsin. Çok kıymetli insanlarsınız, insanlarız. Çünki, Ehl-i sünnet itikadı az kaldı. Bu zamanda imanı korumak çok zor. İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki; “İmanıma bir zarar gelecek diye, söğüt yaprağı gibi titriyorum.” Sakın ha, güvende, emniyette olduğumuzu zannetmeyelim. Bir anlık gaflet, sonsuz felakete sebep olur. Kurtuluş çaresi nedir? İmam-ı Rabbani hazretlerine “Bunu çaresi nedir?” diye soruyorlar. Tek kelimeyle cevap veriyor mübarek. “Kim bu felaketten kurtulduysa, git onunla beraber ol.” Ne okuduğun kitaplar, ne kıldığın namazlar seni kurtarmaz. Hiç kimse, deryaları yüzerek geçemez. Mutlaka bir gemiye binmek zorundadır. O gemiye binmeyen, yolun başında kalır. Onun için Abdülhakim Arvasi hazretleri; “Gemi sahile çıkarsa, yalnız kaptanı değil, içinde kim varsa hepsini çıkarır” buyurmuş. Yine buyurmuş ki; “İleride bu gemiden atılacak olanı, en başta gemiye almıyorlar. Siz gemiye bindiniz, bilin ki emniyettesiniz.” Demişler ki, “Efendim ya ayağım kayarsa?” Buyurmuş ki, “Hayır, Allahü teala ileride atacağı adamı gemiye almaz.” Büyük müjde! Kurtulmanın çaresi kurtulanlarla beraber olmaktır.
ali zeki osmanağaoğlu