Sevgili Peygamberimiz buyuruyorlar ki; “Birbirinize karşı kin doğuracak hareketlerde bulunmayın, birbirinize haset etmeyin, birbirinize darılıp arka çevirmeyin. Ey Allah’ın kulları kardeş olun.”
İstiğfar etmek Estağfirullah demektir. Tevbe, haram işledikten sonra pişman olup Allahü tealadan korkmak, bir daha yapmamaya azmetmek, karar vermektir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki; “Tevbe, günahtan sonra o günahı bir daha yapmamaktır.” Günahtan hemen sonra tevbe etmek farzdır, tevbeyi geciktirmek de büyük günahtır. Bunun için de ayrıca tevbe etmek gerekir. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki; “Allaha tevbe edin, Allahü teala tevbe edenleri sever. Allaha tövbe-i nasuh yapınız.” Nasuh kelimesine yirmi üç mana verilmiştir, bunlardan en meşhuru; günahlara pişman olup istiğfar etmek ve bir daha işlememeye karar vermektir. Nasuh tevbesinin ne olduğunu soran zata Peygamber Efendimiz buyurdu ki; “Tevbe-i nasuh, günah işleyen günahkarın pişman olması, Allahtan mağfiret dilemesi, bir daha böyle bir günah işlememesi demektir.” İstiğfarın fazileti çok fazladır. Kur’an-ı kerim’de mealen buyuruluyor ki; “İstiğfar okuyunuz, imdadınıza yetişirim.”
Hadis-i şeriflerde de buyuruldu ki;
Allahü teala, günah işleyip pişman olanı istiğfar etmeden önce affeder.
Küçük günahlarda ısrar edilirse küçük kalmaz, büyük günahlara istiğfar edilirse büyük kalmaz.
Bir mümin günah işleyince kadar melek üç saat bekler, eğer o kimse istiğfar ederse o günahı yazmaz.
Günahınız çok olup göklere ulaşsa, pişman olunca Allahü teala tevbenizi kabul eder.
Ehl-i sünnet itikadında olmak, kul haklarını ve kazaya kalan farzlarını ödemek ve haramlardan vazgeçmek şartıyla; Cuma günü sabah namazından önce şu duayı okuyanın bütün günahlarının affedileceği hadis-i şerifle bildirildi. “Estağfirullah el azim ellezi la ilahe illa hüvel hayyel kayyume ve etubü ileyh.” Tevbe, istiğfardan önce yapılmalıdır. Tevbe; çirkin şeyi bırakıp güzel olana dönmek demektir. İstiğfar, günahın çirkinliğini görüp ondan yüz çevirdikten sonra mağfiret talep etmektir. Hadis-i şerifte “Pişmanlık tövbedir” buyuruldu. Yapılan günahları her hatırlayışta istiğfar etmelidir, günahları hatırladıkça istiğfara devam edilirse geçmiş günahlar affolur. Tevbe edebilmek Hak tealanın büyük nimetlerinden biridir. Günah işlemek korkusuyla tevbeyi asla geciktirmemelidir. Çünki, hadis-i şerifte “Sonra yaparım diyenler helak oldu” buyuruldu. Yani, tevbeyi ve diğer iyi işleri geciktirenler, bugünün işini yarına bırakanlar aldandı, ziyan etti. Günah, kulun yanında küçük ve kıymetsiz görününce Allahü teala katında büyük olur. Kul küçük günahı büyük görünce o günah Allahü tealanın katında küçülür. Mümin, iman ve marifetiyle, küçük günahları da büyük görür, her günah işleyişte kalbi sızlar. Hadisi şerifte buyuruldu ki; “Mümin günahını dağ gibi görüp üstüne düşeceğinden korkar, münafıksa burnunun üzerine konan ve hemen uçacak sinek gibi görür.” Şu halde, günah işlediğini bilmek büyük nimettir, o kişinin mümin olduğunu gösterir.
Yazının tamamının ses dosyasını dinlemek için lütfen tıklayınız efendim…