Enver abim buyurdular ki;
Mübârekler buyurdular ki; Lokman Hakim oğluna demiş; Oğlum şu iki şeyi unut. Şu iki şeyi de unutma! Bir; yaptığın iyilikleri unut. Unutmaz, hatırlatırsan, başa kakarsan, her hatırlatışta sevâbı azalır. İki; sana yapılan kötülüğü unut. Şu iki şeyi de unutma. Bir; Allahü teâlâyı. İki; ölümü. Her şey Allahü teâlânın dilemesiyle oluyor, onu nasıl unuturuz. İmam-ı A’zam hazretlerine gelmişler. Allah nerede göster, demişler. O da şekeri sütte eritmiş, şeker nerede bana gösterin demiş. Şekerin olmadığı yer var mı, her zerrede şeker var. Allahü teâlâ her an hâzırdır ve nazırdır.
Mübârekler buyurdular ki; İslâmiyyet demek, Allahü teâlânın emrlerine uymak ve Onun kullarına fâideli olmakdır.
Mübârekler buyuruyorlar ki, “İslâm âliminde iki özellik vardır. Bu iki özellik kimde varsa, ona İslâm âlimi denir. Birincisi, tevâzu. Allahü teâlâyı tanıyan, bilen, başını kaldırabilir mi? Ne kadar Allahü teâlâyı tanırsanız, o kadar korkarsınız. Gerçek âlimler Allahü teâlâdan en çok korkan kişilerdir. İkincisi, kafadan söyleyen değil, kitâbdan okuyandır, nakledendir. Filân zât şöyle buyuruyor, der. Kendi aklına göre tefsîr yazmaz.
ali zeki osmanağaoğlu