Enver abim holdingde hasret yemeği adı ile abileri topladılar, huzurpınarına hizmet eden arkadaşlarımız da oraya davet edilmişti, Enver abim buyurdular ki;
-22-
Bizim dînimiz diyor ki, ilkler olmazsa ikinciler olmaz. Onun için Eshâb-ı kirâmın ilkleri sonrakilerden çok daha kıymetli. Mesela Eshâb-ı Bedr, gelmiş ve gelecek ne yaparlarsa yapsınlar hepsi Cennetlik. Çünkü ilk. İşte böyle. Çok güzel günler geçirdik, Allah bugünlerimizi aratmasın, çünkü İmâm-ı Rabbânî hazretleri buyuruyor ki, kuddise sirruh, Cenâb-ı Hakkın cemâl sıfatı ile belirli bir dereceye kadar geldim, cemâl sıfatı ile, yani hep iltifat, çok rahat, güzel. Fakat ne zaman ki hapse düştüm, üç sene o Guvelyar kalesinde, Allah muhafaza etsin, Hindistan’ın en vahşi kalesi, o kalede o eziyette, o sıkıntıda, o dertte elde ettiklerimi hiç elde edemedim, orada Cenâb-ı Hak celâl sıfatı ile tecelli etti. Dolayısıyla buyuruyor ki Mübarek, derdü bela, yani hastalık, dert bela, kemend-i mahbûb-i ilâhîdir. Ancak Allahü teâlâ sevdiklerinin boynuna böyle bir kemend atar. Tabii o kemend boynuna geçtikten sonra ne yapar insan, bir yere gitmek istese, boğulacak gibi olur döner geriye, yani azap altında bir şey yapamaz, çünkü dertli, hasta. Şimdi onu geçenlerde konuşuyorduk, dedim ya hastayken, o ilaçlarla boğuşurken, yerimden kıpırdıyamazken, aklıma ölümden ve ilaçdan başka bir şey gelmiyordu. Şimdi elhamdülillah çok iyiyim. Yani ikinci böbrek ameliyatı sanki ikinci bir hayat gibi geldi.
Yani Allahü teâlâya hamd olsun, Allah bugünlerimizi aratmasın, Enver Âbi iyi, her şey iyi, boş ver gerisini, Allah onun güler yüzünü soldurmasın âbiler.
-devamı var-